Resulullah'a (as), Allah Azze'nin, "onlar ki, kalpleri korku içinde o-larak vereceklerini verirler" ayetinin anlamı hakkında ne dediği sorulun*ca, "onlar; oruç tutanlar, namaz kılanlar, tasadduk edenler (sadaka veren*ler) ve (Allah Azze'den) korkanlardır" buyurdu ve sordu, "onların yaptıkları bu işler kabul olunmaz mı?" Oradakiler, "elbette kabul olunur" dediler.
Resulullah'a (as), "Allah Azze'nin, 'Rabbtn Ademoğlunun sırtından (belinden) zürriyetini (çocuklarım, neslini) alarak onları kendi ne*fislerine tanık olarak tuttu ve -ben sizin Rabbınız değil miyim?- dedi. Onlar ise, -elbette ki sen bizim Rabbtmızsın- dediler' ayeti konusunda ne diyorsun?" diye sordular. Resulullah (as), "kuşkusuz ki, Allah Azze ve Cel-le Adem 'i yaratınca onun sırtını (belini) sağı ile sıvazlayarak Ademin zürri*yetini çıkardı ve şöyle buyurdu: Ben bunları cennet için yarattım, zira bun*lar cenneti hak eden cennet ehlinin işlediği işleri, fiilleri ve amelleri yapa*caklar... Sonra sırtını (tekrar) sıvazlayarak yine zürriyetini çıkardı ve şöyle buyurdu: Bunlar cehennem içindir. Zira bunlar cehennemliklerin yaptıkları işleri işleyecekler" buyurdu.
Bir adam Resulullah'a (as) şöyle dedi: "Ey Allah'ın elçisi eğer durum böyleyse (yani cennetlikler ve cehennemlikler önceden belirlenmişlerse) ame*lin ne yaran var, ne diye çabalar harcıyoruz?" Resulullah (as), "kuşkusuz Allah Azze bir kulunu cennet için yarattığında cenneti hak eden kimselerin yaptığı herhangi bir işi yapar ve ölünceye kadar cennet ehlinin yaptıkları iş*leri yapmağa devam eder; eğer kul cehennem için yaratılmışsa ölünceye ka*dar cehennem ehlinin yaptığı işleri yapmaya devam eder, böylece cehenne*me girer" buyurdu.