...Kurban ve şefkat...

Allah Resulü Efendimiz (sas) Hazretleri, merhametli, sefkatli olma konusunda yaptigi ikazinda söyle hatirlatmada bulunmustur:- Sizler yeryüzündeki canlilara sefkatli davranirsaniz, gökyüzündeki melekler de mahserde size sefkatli davranilmasi için dua ederler! Bu hadis bize sunu hatirlatmaktadir:
- Meleklerin size de sefkatli davranilmasi için dua etmelerini istiyorsaniz siz de baskalarina sefkatli davranin!.. Bundan dolayidir ki, kurbanlik koyunun ayagini baglayip yere yatirdiktan sonra biçagini bilemeye baslayan adami gören Allah Resulü Efendimiz buyurmus ki:

- Ey Allah'in kulu! Bu hayvani sen iki defa mi öldürmek istiyorsun? Nedir bu sefkatsizlik? Söyle sürdürmüs ikazini: "Hayvani kesecek kimse biçagini önceden bilesin de yatirdigi yerde hayvani ölümü bekletir halde tutmasin. Unutmasin ki; en güzel kesim, hayvana en az aci veren kesimdir. Siz yeryüzündekilere merhametli davranin ki gökyüzündekiler de size merhametli davranilmasi için dua etsinler!" Evet, Müslüman degil insanlara, hayvanlara bile acimasizlik edemez, kurbanlik hayvana da aci çektirmeye gönlü razi olmaz. Örnek aldigi Peygamber'i ona bu konuda ikazlar yapmis, irsatlarda bulunmustur. Evet acima, sefkat etme olayi Müslüman'da o kadar canli ve unutulmaz haldedir ki; kurbanini keserken bile sadece (Bismillahi Allahü ekber) demekle yetinir, Besmele'nin gerisini okuyarak kesim anini uzatmak istemez. Çünkü Besmele'nin kalan kisminda Allah'in Rahman ve Rahim sifatlari vardir. Kurban kesimi sirasindaki durum ise bu iki sifata zit gibi göründügünden o sifatlari zikretmeden (Bismillahi Allahü ekber) diyerek hemen kesimi bitirir, o âni uzatmamaya dikkat gösterir. Bazen (Bismillahi Allahü ekber) demeyi unutan da olabilir. Bu durum da niyetine göre hüküm alir. Sayet heyecandan, aceleden söylememisse bir mahzuru olmaz. Ama inkârdan, yani inanmadigi için Allah'in ismini terk etmisse bu et yenmez. Çünkü terki ihmal ve unutmaktan degil, inkâr ve inançsizliktan gelmistir. Zaten bir Ilahî kitaba inanmayanin kestigi de yenmez. Eger kesenin ne durumda oldugu bilinemezse kestigi yenecek inançta biri olarak kabul edilir, tereddüt edilmez.

- Kurbanin tümü de Allah için oldugundan ne etinden ne de derisinden kesim ücreti verilemez. Kesim ücreti ayri olarak verilmeli, et ikram edilecekse bu da ücretten ayri olarak hediye edilmelidir.

- Kurban dinin bir emri olarak kesildiginden eti, derisi de dine karsi olan yerlere verilmez. Yani din kendi aleyhine kullanilir duruma düsürülmez. Hep dine saygili yerler tercih edilir. Ancak komsu hakki unutulmaz, dinî hayat tasimasa da komsuya ikramda bulunulur. Gönlü kazanilmaya gayret edilir.

- Kurbani iyi kesen kim ise kesime layik olan da odur. Bu itibarla, bizzat kesmek mümkün oldugu gibi ehil olana kestirmek, yahut da muhtaç olanlara hibe ederek vekalet vermek suretiyle kestirmek de mümkündür.

- Ortak olunan kurbanin etini taksim ederken zorluk yoksa eti götürü usulü ile degil de tarti ile taksim etmek uygun olur. Ortaklardan hiçbirinin kalbine kendi hakki olani tam alamadi, ama öteki fazlasiyla aldi gibi bir vesvese gelmemelidir. Etler hem kalite hem de miktarda esit sekilde ayrilmali, sonra da kur'a atilarak sahipleri tespit edilmeli, vesveseye asla yer verilmemelidir. Bununla beraber, hissesine düsen et miktari ve kalitesi üzerinde fazla titiz de olunmamali, Rabb'imiz kabul buyursun, diyerek gönülden helallesmelidir. a.sahin@zaman.com.tr