Diğerkâm olmak öyle basit bir şey değil. Nerde bir diğerkâm insana rastlarsak kelaynaklar gibi koruma altına almamız gerekir...
Çünkü insanlar belki diğerkâm olarak doğarlar ama modern dünyanın kıskacı altında olabildiğince bencilleşerek büyürler, gelişirler, yaşarlar ve ölürler...
Bu bencilliğin, bu bireyselciliğin sonu tabi ki hüsran! Kendilerine, kültürlerine, dinlerine, inançlarına, değerlerine, milliyetlerine... yabancılaşırlar.
Ya sonrası?..
Yalnız yaşarlar, yalnız ölürler!.. Cesetleri kokacak ki öldükleri anlaşılsın!..
Eğer birileri diğerkâm kalabilmişse o da şüphesiz ki analardır. Ama bütün analar değil. İstisnaları var: Çocuğunu cami avlusunda bırakarak terk edenlerin, ikiden fazlasına bakamam deyip kürtajla canlı canlı ceninleri doğratanların sayıları da artı. Hatta fazla çocuk olunca evi terk edip kaçan anneleri de bilirim...
Ah anneciğim ah.
Sanki bütün diğerkâmlık sende toplanmıştı yeryüzünde. O hastalıklı hâlinle altı çocuk yetiştirdin. Yemedin yedirdin, içmedin içirdin... Hatta canını bile vermeye razıydın ardı ardına kaybettiğin iki erkek evlattan sonra beni de kaybetmemek için. Bilesin ki senin dualarındı beni yaşatan. Bilesin ki senin sevgindi beni ayakta tutan... Diğerkâm olmandı beni sana bağışlatan... On yaşıma kadar dört beş kez ölümün ucundan dönmüştüm. Bunlar hastalık nedeniyle olanlardı.
Senin bilmediğin bir ölüm tehlikesini daha atlatmıştım anneciğim. Öldün ya, yazsam da söylesem de bir sakıncası kalmadı artık: Yaşıtlarımla yüzmek için dereye gitmiştik. Beş kişiydik. Bahardan yaza yeni girildiği dönem olduğu için dere olabildiğince büyüktü. Yüzmeyi de iyi bilmediğimiz için büyük göletlerde değil de tehlikesiz küçük göletlerde yüzüyorduk ki kazara büyük gölet tarafına düştüm. Birden su boyumu aştı. Üstelik derede çevrinti de var. Usta olmayan yüzücünün oradan salimen çıkabilmesi mucizelere bağlıydı.
Ölüm başucumdaydı.
Ama hiç korkmadıydım. O yaşın getirdiği masumiyetle Allah'a teslim olduydum.
O an benim aklımda sen vardın. Suyun içinde kaldığım surece hep seni düşündüm: Annemin bu kadar çabası, emeği ne olacaktı? Yoksa beni de kaybetmemek uğruna çektiği bunca çile heba mı oluverecekti? Eğer şimdi ölürsem annemin hâli nicolacaktı?.. Bunun üzüntüsü içinde öylece suya direnç göstermeden kalakaldıydım.
Niçin ölüm baş ucumdayken dahi canımın derdine düşmemiştim?..
Niçinini ise bugün çok daha iyi anlıyorum.
Sana o kadar muhtacım ki anneciğim...