1374) Ebu Talha şöyle anlattı:
Bedir günü (savaş sonunda) Peygamber (s.a.v.) Kureyş eşrafından yirmi dört kişinin cesetlerinin bir araya kaldırmasını emretti ve bunlar Bedir kuyularından pis bir kuyuya atıldılar. Böylece pis kuyu yeni pis*likleri ihtiva ediyordu. Rasulullah düşman bir kavme galip gelince onun açık bir sahasında üç gün kalmak adetiydi. Bedir harbinin üçüncü günü olunca Rasulullah devesinin getirilmesini emretti. Eşyalar deveye yük*lenip bağlandı. Sonra Rasulullah [yürüdü]. Ashabı da onu takip etti. Birbirlerine: Sanıyoruz ki Rasulullah (s.a.v.) bir ihtiyaç için gidiyor, de*diler. Sonunda Rasulullah Ölülerin atıldığı kuyunun bir tarafında durdu ve ölülere kendi adlarıyla ve babalarının adlarıyla seslenmeye başladı:
-Ey falancanın oğlu falanca! Ey falancanın oğlu falanca! Sizin Al*lah'a ve Resulüne itaat etmeniz sizi sevindirir miydi? Biz, Rabbimizin bize vadettiğini gerçek olarak gördük. Siz de Rabbinizin vadettiğini gerçek olarak gördünüz mü?
Ömer şöyle dedi:
-Ya Rasulallah! Kendilerinde hayat eseri bulunmayan şu cesetlere neler söylüyorsun?
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.):
- "Muhammed'in canı elinde olan Allah'a yemin ederim ki, benim söylediğim sözleri siz onlardan daha iyi işitmezsiniz" dedi. -
Katade şöyle der:
Allah, ayıplamak, küçültmek, azab etmek ve pişman etmek için o ölülere, Rasulullah'ın sözünü duyuracak derecede hayat verir.