10 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    MEDİNE’DE ZAMAN İLAHİSİNİN SÖZLERİ
    Medine’de sabah başkadır.
    İnsanlar sevinçle uyanırlar,
    Ezan-ı Muhammedi yükselir.
    Mescid-i Nebevi’den
    Ve Medine sokakları
    Bayram yerine döner.
    Bir dede hanımının elinden tutarak yürür.
    Bir çocuk mescidin bahçesinde koşar özgürce
    Sabaha kadar yeşil kubbeyi seyreden bir genc
    Tebessüm ederek girer babus selam kapısından
    Yeşil elbiseleriyle mescidde hizmet edenlere imrenir
    Bir peygamber aşığı…
    Bir peygamber aşığı Ümmet-i Muhammed’i koklar
    Gözlerini yumarak…
    Bir kuş uçar cennet bahçesinin üstünden.
    Bir tekbir yayılır boşluğa.
    Bir hasret dillenir yüreklerde
    Ve “Bir” olana ibadet edilir.
    Kimi ravza-i mutahhara’da kılar namazı
    Kimi ashab-ı suffenin yerinde
    Şemsiyelerin altında saf tutar kimi
    Kimi mescidin bahçesinde.
    Ve hıçkırıklarla secdeye kapanırlar.

    Sonra otellere dönülür
    Güneşin huzur veren ışıklarıyla.
    Yeni kafileler girer medineye
    Otellerin arasından yeşil kubbeyi arayan gözler
    Salat-ü selamlarla yıkanır.
    Kimi kafileler
    Cennetül Bakî’dedir.
    Kimisi Medine’yi dolaşır otobüslerle
    Mihr Ali abiden Uhud’u dinler.
    Hz. Hamza’yı dinler.
    Asr_ı Saadeti yaşar Peygamber misafirleri.

    Medine’de öğle başkadır.
    Güneş ikindiye kadar yalnızdır Medine sokaklarında
    Çünkü Güneş kıskançtır.
    Habîb-i Zîşan’la başbaşadır.
    Kainatın güneşinden güç katar gücüne.

    Ve ikindi namazından sonra
    Dükkanlar açılır.
    Buhurdanlıklarda tüten kokular
    Nazlı nazlı etrafa yayılır.
    Kasr-ı halife oteline giden bir babaanne
    Yolda torunlarına oyuncaklar alır
    Hurmaları yüklenmiş bir delikanlı
    Eşiyle birlikte yürür
    Melekler tebessüm eder onlara
    Dua eder.
    Bir kasetçiden Kabe imamlarının sesi yükselir.
    Vahyin yıkadığı yüzler dolaşır pazarlarda
    Medine halkı güler yüzlüdür.
    Çünkü onlar Ensar’ın torunlarıdır.
    Rasulullah’ın komşularıdır.
    Çok hassastır kalpleri.
    Bunu bilen bazı misafirler
    Mescid-i Nebevi’de kazandıklarını
    Hayatları pahasına korumaya çalışır.
    Ama bazıları
    Sanki sadece alış verişe gelmiş gibi,
    Kavga gürültüyle geçince günleri
    Ve Unutunca Medine’yi
    “Yazık oldu” der melekler
    Milyarlarca insanın içinden seçildi
    Buraya geldi
    Ama yazık etti, yazık etti.

    Medine’de akşam başkadır.
    Zemzem bidonlarından zemzem içilir
    Ve ikram edilir yanındakilere.
    Şemsiyeler kapanır yavaşça,
    Kubbeler açılır.
    Gökyüzü tüm ihtişamıyla meydana çıkar.
    Kimse yıldızları fark etmez nedense
    Kainatın güneşinin yanında yıldızlar farkedilmez.
    Ebuzer gıfari caddesini yağmur ıslatmasa da
    Hasret gözyaşları ıslatır.
    Sıra sıra dizili ankesörlerden
    Farklı dillerde konuşmalar yapar.
    Farklı renklerde insanlar.
    Heyecanla konuşan biri şöyle der:
    “İnanamazsın, şu anda seninle konuşurken
    Mescid_i nebevi’ye bakıyorum.
    On tane minare sanki arşa yükselmiş gibi.
    Öyle heybetli görünüşleri var ki anlatamam.
    Bu gün ikindi namazını Ravza-i mutahhara’da kıldım
    Hem de Hz.Aişe sütununun önünde.
    Allah sana da nasip etsin.
    İnşallah dönünce anlatırım.

    Medine’de gece başkadır.
    Peygamber misafirleri dalınca uykuya
    Melekler iner Kubbetül Hadra’ya.
    Ve uzaklarda, çok uzaklarda
    Medine hasretiyle yanan yüreklerden
    Selamlar iletilir Sultanlar sultanına.
    “Ya rasulallah” demiştir biri
    “Bu yıl da nasip olmadı Medine’ne gelmek!
    Ravza’nın kokusunu koklamak nasip olmadı.
    Umre’ye gidenleri görünce boğazıma bir şey takılıyor.
    Hep selam gönderiyorum sana
    Geçenlerde umreden dönen bir arkadaş
    Tespih verdi bana. Medine’den almış.
    Tespihi sabaha kadar kokladım.
    İnşallah bu yıl gelirsem o tespihi de getiricem.
    Sana salat ve selam olsun ey gönlümün sultanı.

    Medine’de zaman başkadır.
    Medine’de herşey bir başkadır.


    Seni çok Özledim Annem

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Uhud
    Günlerden cuma…
    Uhut’a gelenler var.
    Medine yolu toz duman…
    Uhut’a gelenler var.
    Bir dağılsa da şu hava,
    Görsek Medine-i Münevvere’den Uhut’a gelenleri.
    Bir görsek Allah Rasulü’nü
    Ve eroğlu erleri…
    Bakın göründüler işte;
    Atının üzerinde evrenin efendisi!
    Cihanın gözbebeği!
    Uhut’un sevgilisi!
    Sağında ve solunda ashab-ı güzin
    Önündeyse iki üveyk yürüyor;
    Biri Sad bin Muaz,
    Diğeri Sad bin Übade.
    Allah’ım bu ne edep
    Atlarının bile başı yerde…
    Bakın şu iki gence!
    İkisi de onbeşinde…
    Şu kısa boylu olanı Rafi’ bin Hadic!
    Parmaklarının ucuna basıyor ki
    Boyu uzun görünsün!
    İyi ok attığı söylenince
    İzin veriyor efendimiz.
    Diğer gençse Semüre bin Cündüp…
    Ağlayarak peygamberinin yanına gidiyor.
    Ya rasulallah! diyor,
    Rafi’ye izin verdiniz. Bana niye izin yok?
    Ben rafi’yi güreşte yeniyorum.
    Efendimiz tebessüm buyuruyorlar.
    Ve bu iki ana kuzusuna güreş tutturuyorlar.
    Semüre Rafi’yi yenince güreşte,
    Fahr-i kainat ona da izin veriyor.
    Günlerden cumartesi…
    Uhud’a gelenler var.
    İşte Ayneyn Tepesi-Okçular Tepesi-
    Başlarında Abdullah bin Cübeyr
    Sultanı dinliyorlar.
    Düşmanı yendiğimzi görsenizde
    Size haber vermedikçe, adam göndermedikçe
    Yerlerinizden ASLA ayrılmayın!
    Kuşların cesetlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi
    Ben size adam göndermedikçe
    Yerlerinizden asla ayrılmayın!
    İki ordu da hazır…
    İki ordu da harp nizamında…
    Ve Uhud’un kalp atışları dışında yeryüzü nefes bile almıyor!
    Sessizliği bozan Kureyş’in Sancaktarı’dır.
    Söylediği her söz küfür kokulu…
    Benimle çarpışmaya er meydanına kim çıkar!
    Bu bir meydan okumadır.
    Cevapsa bir çift ayak sesi…
    Gözler Uhud toprağında yürüyen bu ayaklarda…
    Kime ait bu adımlar ki bastığı toprak ‘ALLAH’ diyor!
    Ve Esedullah namıyla Hz. Ali(R.A.) yürüyor.
    Birkaç saniye, bir tek hamle…
    ALLAH’ın(C.C.) Arslanı dimdik ayakta
    Kureyş’in sancağı ise yerde…
    Ardından bir başkası yükseltiyor sancağı
    Ama bilmiyor ki bu defa kim var Uhud meydanında
    Gökyüzünde yıldırımlar
    Yeryüzünde Hamza var.
    Asıl şimdi başladı Uhud’un türküsü.
    Tam üç katı düşmanla Peygamber(A.S.M) ordusu
    Göz göze ve diş dişe.
    Uhud’da yiğitler var.
    İşte: Ebu Lücane…
    Kılıcın üzerinde bir yazı
    Korkaklıkta ar
    İlerlemekte şeref var!
    İşte: Musab bin Umeyr…
    Zırhını giyinince
    Nasılda Peygamber’e(A.S.M.) benziyor.
    Ve döne döne savaşan Hz. Hamza…
    Ben Allah’ın(C.C.) Arslanı’yım diyor!
    Ebu Katade’ye bakın.
    Bakın bir ok fırlıyor müşrik yayından
    Bir havayı yara yara geliyor.
    Hedefte Rasulullah(A.S.M.) var.
    İşte: Ebu Katade…
    Okun Fahr-i Kainat’a(A.S.M) doğru gittiğini görünce
    ALLAH’ı(C.C.) andı önce
    Ve uzattı başını!
    Ok Katade’nin gözüne saplandı.
    Uhud’da yiğitler var…
    Şirk ordusunu bozguna uğratan…
    Ömer bin Hattab’a bakın
    Gözleri çakmak çakmak…
    Ama telaş var yüzünde Hz. Ömer’in(R.A.)
    Bu ne hal ey Ömer…
    Düşman hüsran yaşarken
    Zafer kaznılmışken
    Bu ne hal ey koca Ömer!
    Niçin okçular tepesine bakıyorsun?
    Neler oluyor orda?
    Niye iniyor okçular Ayneyn Tepesi’nden?
    Allah Rasulü(A.S.M) haber vermeden niye iniyorlar?
    Ey Abdullah bin Cübeyr!
    Durdursana okçuları!
    Durun, Allah(C.C.) aşkına durun!
    Arkanızdan düşman geliyor, inmeyin yerinizden.
    Sahabe sendeliyor inmeyin yerinizden.
    Kainat yalvarıyor inmeyin!
    Sultanlar Sultanı’nı(A.S.M) incitecekler, inmeyin!

    Peygamber(A.S.M) ordusu iki ateş arasında…
    Efendimizin(A.S.M) etrafında on beş sahabe…
    Bakın, mübarek elleri Rasulullah’ın(A.S.M.)
    Yüzüne kapanıyor!
    Kainatın affı için semaya kalkan eller
    Şimdi kan içinde!
    Yetiş Ey Ebu Ubeyde!
    Nur saçan yüz kan içinde!

    Zaman donuyor sanki,
    Ve dudaklarının arasından birşey düşüyor.
    Kıpkırmızı bir yakut gibi
    Peygamberin(A.S.M.) mübarek dişi!
    Uhud Dağı’nı bir titreme alıyor.
    Zaman donuyor sanki,
    Ve gökler yırtılıyor!
    Uhud Dağı’nı bir titreme alıyor!
    Kimse Uhud’a ilişmesin.
    Çünkü bir ses geliyor altı yerden!
    Muhammed’in(A.S.M.) dişi yere düşmesin!
    Ve Cibril-i Emin yaratıldığı günden beri,
    En hızlı inişiyle iniyor!
    Çünkü altı yönden bir ses geliyor!
    Yere düşmesin Muhammed’in(A.S.M.) dişi!

    Kara bulutlar çöktü Uhud’a!
    Bir ses ortalığı velveleye verdi:
    Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!
    Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!
    ‘Eğer O(A.S.M.) öldürüldüyse ben niye yaşıyorum! ‘
    Diyen Enes bin Nad atıdı küfrün alevleri arasına!
    Artık yaşlı gözler Sevgili’yi(A.S.M.) arıyor.
    Kab bin Malik Hz. sesi duyuldu:
    ‘Rasuluh(A.S.M) yaşıyor,
    Allah(C.C.) ‘ın Rasulü(A.S.M.) yaşıyor,
    Onu(A.S.M.) miğferinin arasından ışıl ışıl parlayan gözlerinden tanıdım.
    Habibullah(A.S.M.) yaşıyor.
    Onu(A.S.M.) şefkat dolu gözlerinden tanıdım.’

    Ashab-ı Güzin’in sevincine bir bakın!
    Uhud’un sevincine bir bakın!
    Hz.Hamza duydu ya bu yeter!
    Rasulullah(A.S.M.) yaşıyor ya bu yeter!
    Yine daldı Hamza Kureyş’in dalgalarına!
    Ama savaşırken bir ara sendeledi Hamza.
    Ve boşlukta bir mızrak belirdi.
    Ey Hamza! Uhud’u her anışımızda kaç mü’min girmek ister mızrakla senin arana?
    Kaç mü’min keşke ben öleydim, keşke mızrak benim sineme saplansaydı der?
    Ama Şehidlerin Seyyidi sensin!
    Şehidlerin Efendisi sensin!
    Uhud’da şehidler var…
    Şehidlerin Seyyidi Hamza var Uhud’da!
    Rasul-i Zişan’ın(A.S.M.) gözlerinden boşalan yaş,
    Hamza’yı yıkar gibiydi!
    Fahr-i Kainat(A.S.M.) hiç bu kadar elem duymamıştı!
    Hiç bu kadar üzülmemişti!
    Ve amcasına hiç böyle seslenmemişti:
    ‘Ey Rasulullah’ın(A.S.M) amcası Hamza;
    Ey Allah(C.C.) ‘ın ve Rasulü’nün(A.S.M) Arslanı Hamza;
    Ey hayırlar işleyen Hamza;
    Ey Rasulullah’a(A.S.M) koruyucu olan Hamza;
    Allah(C.C.) sana rahmet etsin!
    Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi;
    Sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım! ‘
    Ve bir ayet yankılanıyor Ahzab dağında:
    (Bismillahirrahmanirrahim-Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla!)
    ‘Mü’minlerden öyle yiğitler vardır ki,
    Onlar Allah(C.C.) ‘a verdikleri sözde sadakat gösterdiler.
    Onlardan bazıları şehid oluncaya kadar
    çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi.
    Kimisi de şehid olmayı bekliyor.
    Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler.’

    Dursun Ali Erzincanlı


    Seni çok Özledim Annem

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Sevgili!
    Ümmü Mektum gibi
    Seni görmeden sana sesleniyoruz
    Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
    Sanki açınca gözlerimizi
    Seni görecekmişiz gibi
    Sana sesleniyoruz.
    Senin huzurunda ses yükselmez.
    Edeple konuşulur; edeple susulur.
    Hele biz ki bu kapının dilencileri,
    El açıp beklemekten başka
    Bize bir şey düşmezdi ama
    Şu araya giren yıllar olmasa
    Medine’ne uzak yollar olmasa
    İsmin anılınca yürek yanmasa
    Kapında beklemekten başka
    Bize bir şey düşmezdi.
    Bekliyoruz Sultânım!
    Rüyada olsa bile
    Belki teşrif edersin diye
    Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
    Seni bekliyoruz.
    Gelseydin,
    Bizim için cennet olurdu gelişin.
    Gelseydin,
    Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,
    ‘Kardeşlerim’ deyişini
    Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
    Gelseydin,
    Dolaşsaydın sofralarımızı,
    Bir tabak fazla görecektin,
    Bir bardak, bir kaşık fazla…
    Ve sofrada bir yer boş,
    Baş köşe! ..
    Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.
    Gelseydin,
    Dolaşsaydın gecelerimizi,
    O ‘Kutlu Doğum’ gecelerini,
    Anneler görecektin.
    Yeni doğmuşsun gibi,
    Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi,
    Mışıl mışıl uyuyasın diye
    Seni sabahlara kadar
    Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.
    Sevgili!
    Gelseydin,
    Medine-i Münevvere’den dünyaya yayılan Ashabın gibi,
    Eyyüb Sultan gibi,
    Kab bin Malik gibi,
    Bir fecir vaktinde,
    Henüz yirmisinde yirmi beşinde,
    Bırakarak yurtlarını ocaklarını,
    Hedeflerine ilahi rızayı koyan,
    Arkalarına bakmayı ar sayan,
    Yiğitler görecektin.
    Onlar senin yiğidin,
    Elleri, o öpülesi elleri,
    Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken,
    Senin köyünün hayaliyle ısındılar.
    Gelseydin,
    Gecenin zifiri karanlığında,
    Uykunun en tatlı aralığında,
    Rabiatül Adeviyye gibi Rabbiyle başbaşa
    Gençler görecektin.
    Gözyaşı dökerken günahlarına,
    Veysel Karani’den istediğin gibi,
    İnsanlığa dua eden gençler görecektin.
    Gelseydin,
    Asr-ı saadet gibi olmasa da,
    Koklanmaya değer güllerimiz vardı.
    Yine senin ikliminde yetişen.
    Ama sen gelseydin,
    Dikenler bile gül kokardı EFENDİM(A.S.M.) ! ! !
    Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek…
    Hz.Vahşi gibi…
    Hani sen Hane-i Saadet’ten Mescid-i Nebevi’ye giderken
    Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.
    Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı’nınsa
    Bakışları yerdeydi.
    Edepten göz göze gelmezlerdi.
    Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.
    Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü,
    Bir de Ömer(R.A.) …
    Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi
    Pencerelerde, kapı önlerinde,
    Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.
    Gelseydin,
    Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
    Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
    Sevgili!
    Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
    Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.
    Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
    Bize düşen el açıp kapında beklemekti.
    Sevgili!
    Bekliyoruz! …


    Seni çok Özledim Annem

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Sen Yoktun Sultanım
    Sen yoktun…
    Hz Âdem’deydi nurun
    Önce cenneti,
    Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
    Âdem nuruna affedildi
    Arafat bu affa şâhitti

    Sen yoktun
    Nuh’un gemisindeydi Nurun…
    Dalgalar yeryüzünü boğarken
    Taprağın bağrındaki su
    Gökyüzüyle buluşurken
    Ve bu bir ilahi azap derken,
    Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
    Tûfan, nurunu selamladı edeple…

    Sen yoktun…
    Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
    İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
    “Rabbimiz” dedi,
    “Onlara kendi içlerinden
    Senin ayetlerini okuyacak
    Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
    Onları temizleyecek bir elçi gönder,
    Amin dedi on sekiz bin âlem
    Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
    Amin dedi İsmail.
    Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
    Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

    Sen yoktun…
    Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
    Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
    Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..
    Çünkü bu âlemin reisi geliyor…
    Bekleyin Ahmed geliyor.
    Kainata rahmet geliyor.
    Havarilerin yüzünü okşayan,
    Ölüleri dirilten bir nefes oldun
    Ama sen yoktun…

    Sen yoktun Sultânım,
    Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
    Başı eğik gezerdi mazlum
    Huteyle göklerden seni sorardı
    Varaka seni arardı semada
    Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
    Ağlayarak süslediler ölüme…
    Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
    Sen yokken,
    Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
    Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.
    Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi…
    En son çocuk atılırken çukura
    Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
    Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
    Melekler süslüyordu hirâyı.
    Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
    Efendisine hazırlanıyordu mekke.
    Âlem Efendisine hazırlanıyordu
    Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
    Toprak yalvarıyordu rabbine,
    Allahım gönder artık diyordu.
    Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada

    Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
    Bir inişin vardı yer yüzüne…
    Önünde cebrail!
    Ardında yalın kılıç melekler!
    Bir inişin vardı yer yüzüne…
    Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
    Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

    Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
    Herşey sus pus olmuştu.
    Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
    Kainat bir isim duymak istiyordu.
    Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
    Muhammed!
    Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
    Muhammed!
    Melekler öptü o nurdan ellerini.
    Muhammed!
    Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
    Sana o adı veren rahmana kurbanız

    Artık sen vardın
    Susuz topraklara rahmet indi seninle
    Annenden sonra anne halime sevindi seninle
    Yağmura mı ihtiyaç var?
    Kaldır şehadet parmağını,
    Yağmurları salsın Allah.
    Sonra tut ağacın yaprağını,
    Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
    Yeterki sen iste,
    Sen iste yarasulallah
    Deki ben kimim?
    Dağlar, taşlar dile gelsin,
    Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
    Ente Rasulullah desin.

    Sen vardın
    Bedir kârdı,
    Uhut dardı
    Hendek yârdı.
    Yiğitlerin vardı.
    Ölmek için yarışan yiğitler…

    Hele bir enesin vardı senin.
    Enes bin malik…
    Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
    Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
    Onlar da
    “Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
    Enes kükremiş:
    “ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
    Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
    Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
    Hem de ne şehit ey nebi!
    Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
    Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu…

    Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
    Uhut’ta sancağını taşıyan.
    Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
    Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

    Ebu hureyren vardı…
    Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
    Sen anlardın,
    Ya Ebâhir gel! Derdin.

    Ve sen gittin…
    Bir gidişle gittin
    Ardında hüznün kaldı.
    Hasretin kaldı göklerde.
    Bilal ezan okuyamaz oldu
    Ne zaman teşebbüs etse
    Muhammed rasulullah demeye
    Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.

    Sonra günler ay,
    Aylar yıl oldu.
    Ve asırlar oldu
    Sensizliğe açtık gözlerimizi.
    Ama sen bırakmazsın bizi.
    Sen varsın ey şehitlerin sultanı
    Sen varsın!
    Bir şehit bile ölmezken
    Sana nasıl yok deriz.
    Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
    Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
    Ne anam var ne babam…
    Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.

    Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
    Bırakma bizi ki; Allah;
    Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
    Bırakma bizi!
    Hayatı seninle öğretti Rahman.
    Kulluğu seninle tanıdık.
    Duayı senden öğrendik sevgili!
    Hz Ömer umre için senden izin isteyince,
    “Kardeşcik” dedin ona,
    Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
    Bizler Ömer değiliz ama
    Bütün dualarımız senin için

    Ey Rabbimiz!
    Rasulünü anışımızdan haberdar et!
    O’na binler salat, binler selam!
    Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
    O’na vesileyi lutfet.
    O’nu refik-i Âlâya yükselt
    Bizi de affet
    O’nun hatrına affet
    Zatının hatrına Affet.

    Dursun Ali Erzincanlı


    Seni çok Özledim Annem

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Bedir
    Hazırlanın uzunca bir yolculuk var şimdi.
    Asr-ı saadete Cezîretül araba gidiyoruz.
    Bismillah diyin
    Bedir’e öyle girin
    Gökte melekler, yerde siz
    Ve bekleyin sessiz…
    Gelince
    İyi bakın onlara;
    Hem kendi zamanlarının
    Hem tüm zamanların en cesur yiğitleridir onlar
    Gökte yıldız; yerde arslandır onlar
    Yüz yirmi beş bin beden
    Ama bir tek ruh,
    Muhammedî ruhtur onlar

    Aslanlar çıkmıştır Medine’den
    Şimdi yoldadır Bedrin Arslanları
    İşte bakın şu Hz.Umeyr
    Aslan yavrusu.
    Yaşı küçük diye geri çevirecek rasulullah
    Ama öyle ağlıyor ki umeyr izin veriyor nebi
    Ey sad bin ebi vakkas!
    Sen bağla kardeşin Umeyr’in kılıcını
    Boyu kısa bağlayamıyor.

    Hz.Hamza’nın belinde iki kılıç duruyor.
    Attığı her adım bir kalbi durduruyor.
    Ey Hamza
    Gördüğün hiçbir şeyden korkmazsın bu doğru
    Ama heybetini gizli tut
    Yürüyüşün ölümü korkutuyor.

    Dinleyin Âlemlerin sultânını
    O konuşunca rüzgar bile susuyor;
    “Ey ashap! Hazır mısınız?”
    Sad bin muaz ayakta:
    “Ya Rasulallah!” diyor
    “Seni hak dinle gönderen Allah’a andolsun ki,
    Sen bize şu denizi gösterip dalarsan,
    Biz de seninle birlikte dalarız.
    Allah’ın bereketiyle yürüt bizi!”
    Tebessüm buyuruyor Habîb-i Zîşan!
    O, gülünce suya kanıyor susamışlar.
    Güller açıyor yüreklerde.
    Kederler unutuluyor.
    O gülünce, cennetler yaratılıyor.
    Gülüyor nebi ve yürüyorlar!
    Mekke’de çekilen acılar dinmiş
    Yürüyorlar!
    Sanki yıldızlar yere inmiş.
    Önlerinde Kâinatın Güneşi

    İşte Hz.Ömer ve Hz. Ali
    Biri Hattaboğlu!
    Biri Haydâr-ı Kerrar!
    Ve kolkola
    Ölümün ağzına giriyorlar!

    Bedir’de baba oğul,
    Bedir’de kardeş kardeşe…
    Mekke müşrikleri Üç yiğit istiyorlar önce
    Üç yiğit gösterin aranızdan bize.
    Melekler Alemlerin sultanına bakıyor
    Kimi işaret edecek Sultan-ı Rasul.
    Çünkü o işaret edince ay ikiye bölünüyor.
    Acaba mübarek elleri kime uzanacak;

    “Kalk ya Ubeyde! Kalk ya Hamza! Kalk ya Ali!”
    Gördünüz mü yiğitleri!
    Hamza’yı gördünüz mü?
    Nasıl da salına salına gidiyor.
    Ya Ali?
    Sanki gökten iniyor, velilerin babası!
    Ubeyde ayağından yara alıyor
    Efendisine gidiyor hemen
    “Ya Rasulallah, ben şehit miyim?” diyor
    “Evet sen şehitsin”

    Ve dua ediyor efendiler efendisi;
    Rabbi Rahimine uzatıyor ellerini

    “Allah’ım bana yaptığın va’dini yerine getir.
    Allahım bu bir avuç insanı helak edersen,
    Artık sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmaz.

    Bir fırtına kopuyor Bedir’de…
    Hz.Mikail’in komutasında bin melek Rasulullah’ın Sağında!
    Bir fırtına kopuyor Bedir’de
    Hz. İsrafil’in komutasında bin melek Rasulullah’ın solunda
    Ve bir firtina daha!
    Hz. Cebrail,
    Bin melekle Rasulullah’ın önünde
    Üç bin melek alaca atlarla.

    Ey Ebu Cehil!
    Ne oldu?
    Düğüne gider gibi çıkmıştın Mekke’den
    Bedir’e çalgılarla, güle oynaya gelmiştin.
    Sen Allah’ın Rasulünü
    Ve O’na sevda çekenleri
    Sahipsiz mi sanmıştın?

    Dönüyorlar Bedir’den.
    Esirler arasında Peygamber amcası Hz.Abbas!
    Vakit gece…
    Esirlerin elleri bağlı
    Abbasın elleri sıkıca bağlı
    Bir inilti yayılıyor geceye.
    Uyuyamıyor rahmet peygamberi…
    Ya rasulallah niçin uyumuyorsunuz?” diyor sahabiler.
    “Amcamın iniltisi uyutmuyor beni”
    ve hemen Ashâb-ı Güzin
    Çözüyor peygamber amcasının ellerini.
    Rasulullah öğrenince durumu emir veriyor:
    “Tüm esirlerin çözün ellerini!”

    Dönüyorlar Bedir’den,
    Esirler arasında Peygamber damadı var.
    Fidye karşılığı serbest kalacak.
    Allah rasulüne bir gerdenlık uzatılıyor
    Kızınız Hz.Zeynep göndermiş,
    Beyinin fidyesi olarak…
    Şefkat peygamberinin gözleri doluyor.
    Çünkü bu gerdanlık,
    Kızının düğününde Hz.Hatice’nin taktığı kendi gerdanlığıdır.
    Yaşlı gözlerle konuşuyor nebi;
    “ O’nu salıverseniz, gerdanlığı da zeynep’e gönderseniz olur mu?
    “Olur Ya rasulallah sen üzülme!
    Sen bize canlarımızdan daha azizsin!
    Buyur, canımız feda sana yeter ki sen üzülme!”

    Dönüyorlar Bedir’den
    Sevgilileri dua ediyor
    Peygamber duasıyla dönüyorlar;
    “Kuluna yardım eden, dinini üstün tutan Allah’a hamdolsun.”
    Hamdolsun Âlemlerin Rabbi’ne
    Hamdolsun Âlemlerin Sahibi’ne…

    Dursun Ali Erzincanlı


    Seni çok Özledim Annem

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Rahmetini umarak
    Günahkar bir dille;
    Allah azze ve celle

    Ya rasulallah,
    Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
    Kalbimizden seyrediyoruz seni.

    İşte
    Bir yaşındasın,
    Beni sa'd yurdundasın
    Sana süt anne olmadı kadınlar
    Bu yüzden dargın bulutlar
    Bir damla yağmur indirmiyor
    Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
    Minicik bir bulut var gökyüzünde
    Sana aşık...
    Ayrılmıyor başucundan
    Ve insanlar yağmur duasında...
    Hz.halime kucağına alıyor seni
    Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
    Oysa minicik bulut gökyüzünde
    Sana meftun, sana kilitli...
    Ve dua eden rahibin kucağındasın
    Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
    Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
    Ama sen unutmuyorsun
    Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
    O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
    Büyüyor, büyüyor...
    Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
    Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
    Çoğusu bilmiyor seni...

    Altı yaşındasın
    Medine-i münevvere yolundasın
    Yanında aziz annen ve ümmü eymen
    Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
    Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
    Mekke'ye annesiz giriyorsun
    Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
    Ebu talip bir başka seviyor

    Ya rasulallah
    Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
    Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
    Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
    Kaç gece anne diye hıçkırdın
    Efendim!
    Senin yerine de anne dedik annemize
    Senin yerine de baba dedik

    Yirmi beş yaşındasın
    Ve bambaşkasın
    Kimse sana denk değil
    Şefkat yayıyor kokun
    Güven veriyor sesin
    Sen muhammed-ül emin' sin

    Otuz üç yaşındasın
    Dalga dalga rahmet var

    Otuz beş yaşındasın
    Hadi gel bekletme yar
    İniltiler çalıyor kapısını göklerin
    Hadi gel bekletme yar
    Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
    Hadi gel ey yâr!
    Nurdağına davet var

    İşte
    Kırk yaşındasın
    Hira nur dağındasın
    Cibril iniyor göklerden
    Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
    Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
    Karanlık gecelerimize sabahsın
    Sen nebiyullahsın
    Sen habibullahsın
    Sen rasulullahsın

    Niye incittilerki seni sultanım
    Niye işkence yaptılarki sana
    Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
    Himayesiz kaldın diye mi
    Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
    " amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
    Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
    Başına pislikler saçılıyor
    Başlar feda o mübarek başına
    Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
    Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
    Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
    " bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
    Bu koşan kim?
    Ve cevap veriyor biri:
    Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
    Velilerin anası...
    Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
    Sana yeryüzünde en çok benzeyen
    Gülmesi sen, ağlaması sen
    " ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
    Niye çıkardılar ki yurdundan seni
    Himayesiz kaldın diye mi
    Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
    Seni yetim bulup barındıranı
    Seni alemlere rahmet kılanı
    Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
    Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
    "seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
    Sen,
    Sen " allah! " diyordun
    Allah azze ve celle
    Semayı haşyet kaplıyordu
    Sen " allah! " diyordun
    Arş-ı Âla titriyordu
    Bedir' de " allah! " diyordun
    Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
    Yüz yirmi beş bin sahabi :
    " anam babam sana feda olsun " diyordu

    Ya rasulallah
    Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
    Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
    Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
    " beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
    " seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
    Sen de:
    " allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
    Bu gün yaşayan gençler var
    Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
    Ama seni onlar da çok seviyor
    Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
    Senden başka kimseleri yok
    Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

    Altmış üç yaşındasın
    Refik-i Âla duasındasın
    Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
    Kenarları beyazdı
    Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
    Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
    " görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
    Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
    " anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
    Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
    İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
    " peki " dedin o zata
    Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
    Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
    Aynı cübbeden yine yine diktiler
    Ama giyinmek nasip olmadı
    Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
    " benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
    Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
    " beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"

    Sultanım!
    Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
    Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
    Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
    Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
    Duyduk, itaat ettik

    Ya rasulallah
    Sen hâlâ kırk yaşındasın
    Ve hâlâ ümmetinin başındasın...


    Seni çok Özledim Annem

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Ben, böyle olmamalıydım
    İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.
    İçime bir ateş düşmeliydi
    Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
    Kendimden geçmeliydim sonra...
    Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
    Ama bunu kimse duymamalıydı,
    Seni, mahşere kadar saklamalıydım.
    Ben böyle olmamalıydım
    Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur
    Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa
    Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.
    Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan
    Ben hep sana yormalıydım.
    Gece yıldızlarını serpince göre
    Seni görmek için uyumalıydım.
    Şarkılar kime söylenirse söylensin
    Sana diye dinlemeliydim.
    Türküler dolmalıydı odama,
    Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses
    Selvi boylu yâr sen olmalıydın
    Kömür gözlüm ateşine düşeli
    Senin için söylenmiş söz olmalıydı.
    Bir mey yokluğuna ağlamalıydı delice
    Bir keman, incecik çığlık olmalıydı
    Ama bunu kimse bilmemeliydi,
    Seni mahşere kadar saklamalıydım.
    Böyle olmamalıydım,
    Kelimeler taif'i taşıyınca kulaklarıma
    Daha yüzüme çarpmadan taif rüzgarı,
    Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.
    Uhud anılırken, dişlerine sızı düşmeliydi.
    Haremde bir ikindi vakti
    Kem gözler çevrilince sana
    Ve vefasız eller uzanınca yakana
    İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.
    Sen ötelere hazırlanırken,
    Öteler senin için süslenirken,
    Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
    Perdenin son kez kapanması gibi,
    Kapanmalıydı gözlerim.
    Sonra içime doğru gerilip,
    Seni bize lutfedenin ismini haykırıp,
    "allah(c.c.)" deyip,
    Düşmeliydim yere.
    Ama bunu kimse bilmemeliydi.
    Seni mahşere kadar saklamıydım.
    Ve mahşer günü...
    Uzaktan seni seyretsem.
    Sana yakın olmak için can atsam.
    Beni engelleseler,
    "sen kim yakınlık kim?" deseler.
    Ben ağlamaktan konuşamasam.
    Gözlerini çevirsen bana.
    "benim cennetim bana bakan gözlerindir."
    Ve tebessüm etsen.
    Ama bunu kimse görmese,
    Seni ebede kadar saklasam.


    Seni çok Özledim Annem

  8. #8
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Selam sana nazlı nebi
    Selam sana gözbebeği
    Mevla'nın kudretiyle selam.

    Selam sana nur-i dilara
    Selam sana hakk habibi
    Rahman'ın kudretiyle selam.

    Selam sana andelib_i zişan
    Selam sana muhammedi
    Cebrail'in yüreğiyle selam
    İbrahimce selam sana
    Rahimce selam sana
    Gafurca selam.

    Selam sana ey yetimler padişahı
    Selam sana ahmedi nefesli yar
    Eyyupça selam sana
    Selam sana ya habiballah
    Selam sana ya nebiallah
    Selam sana ya resulallah.

    Ya resulallah
    Sen, sevmek için istenen
    Can, dudakta istenen
    Sevda ikliminin en güzel mevsiminin
    En güzel çiçeğisin.

    Cemre gibi düştün kainatın kışına
    Bahar, senin elinde doğdu
    Senin elinle indi toprağa
    Öyle bir sevildin ki
    Candan aziz bilerek
    Uğruna can verildi
    Ama bu, ölüm değildi
    Adını bir kez anan
    Bir kez gönülden anan
    Rahmetin nur kaynağı gözlerinde dirildi
    Şimdi biz de seni anıyoruz
    Mevla'mızın yeminleriyle anıyoruz seni
    Ey faran dağları'nda açan sevgili

    Fecre
    On geceye
    Her şeyin çiftine ve tekine
    Akşamın alacakaranlığına
    Kararıp bürüdüğü zaman geceye
    Açılıp aydınlattığı zaman
    Gündüze and olsun ki
    Sen olunca sitem yok
    Serzeniş yok
    Eyvah yok
    Alemlere ambersin
    O'ndan başka ilah yok
    Sen, en son peygambersin.

    Beni ilk öksüz oluşun vurdu
    Yetim kalışın yaraladı önce
    Elden ele dolaşmıştın
    Herkesin gözbebeğiydin

    Ama mahzun
    Ama kederli
    Bir yanın arşa kadar azamet
    Bir yanın ürkek

    Mekke akşamları yanar
    Verdiğin her nefeste
    Ve gökten inen bir sesle
    Allah korumasına alır.

    Senin derdin allah'tı
    Hüznün kederin allah
    Senin dostun allah'tı
    Sana en yakın allah.

    Biz seni göremedik ya resulallah
    Uhud dağı'nı seyrettik
    Okçular tepesinden bir sabah
    Bir medine sabahında
    Uhud'u seyrettik
    Seni göremedik
    Ebu ubeyde bin cerrah sanki ordaydı
    Sanki mübarek yüzüne batan miğfer halkalarını
    Dişleriyle sökmek için nefes nefeseydi
    Kalbi yerinden fırlayacakmış gibiydi
    Seni öyle seviyordu ki
    Tenine bir dikenin batması bile
    O kalbi durdururdu.

    Biz seni göremedik ya resulallah
    Uhud'u gördük bir sabah
    Malik bin sinan olamadık
    Mübarek kanının, kanına karıştığı
    Malik bin sinan sanki oradaydı
    Ve inemedik okçular tepesinden
    Sanki sen inin demeden inersek
    Uhud tekrar cehenneme dönerdi.

    Ey faran dağları'nda açan sevgili
    Güneşe ve onun ışığına
    Ardından gelmekte olan aya
    Onu ortaya koyan gündüze
    Onu bürüyen geceye
    Göğe ve onu meydana koyana
    Yere ve onu yayana and olsun ki
    Sen olunca sitem yok
    Serzeniş yok
    Eyvah yok
    Alemlere ambersin
    O'ndan başka ilah yok
    Sen, en son peygambersin

    Vazgeçtim seni hep ötelerde aramaktan
    Seni yüzyıllar öncesine hapsetmekten vazgeçtim
    Mesafelerden usandım ya resulallah
    Sana sesleniyorum

    Alemlere rahmetsin
    Seslenince yanımdasın
    Burdasın
    Günahkarım

    Ama sen günahkarların umudusun
    Temizle beni ya resulallah!
    Temizle beni ya resulallah!
    Temizle beni ya resulallah!

    Mescid-i nebevi'de gördüm
    Mübarek sözlerinden birini süsleyip duvara asmışlar:
    "benim şefaatim, ümmetimden büyük günahları olanlar için."
    Buyurmuşsun
    İçimde her şey üşür
    Rüzgar üşür
    Yağmur üşür
    Dua üşür
    Melekler üşür
    Isıtırsan bir sen ısıtırsın
    Medine'ye akan nur gibi ak kalbime
    Ey ban u cihan
    Yorgunum
    Güçsüzüm
    Çaresizim
    Sen çaresizlerin yardımcısısın

    Yüreğimi koşturdum
    Sana doğru
    Çatlarcasına koşturdum
    Kimseye hakkım yok
    Huzurunda sana ait varlıkları dava etmem
    Ben bir davalıyım
    Tükendim ya resulallah
    Hicretimi kabul et ya resulallah!
    Hicretimi kabul et ya resulallah!
    Hicretimi kabul et...


    Seni çok Özledim Annem

  9. #9
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    miraç
    Kapatın gözlerinizi
    Ve karanlığı seyredin.
    İşte böyle bir gece.
    Mekker17;de bir gece
    Yorgunluk havada
    Gariplik suda
    Simsiyah bir sessizlik
    Uyku bile uykuda.
    Kâber17;nin hatîm kısmında
    Yanı üzre yatan biri var
    Yıl hüzün yılı
    Ebu talib yok
    Yıl hüzün yılı
    Vefakâr eş
    Haticetül kübrâ yok.
    Kâber17;nin hatîm kısmında
    Yanı üzre yatan biri var
    Teselli arayan kalp
    Hüzünle çarpan kalp
    Or17;nun kalbi.
    Ve ayak sesleri
    Yıldızlar ışıldıyor.
    Bu ayak sesleri göklerden
    Yol veriyor yıldızlar.
    Semâdan inenler var.
    İzin verseydi allah
    Kâinat inerdi yere
    Çünkü kâber17;nin hatîm kısmında yatan
    Sultân-ı levlâkr17;tır.
    Habîb-i zîşândır o
    Nur-u hüdar17;dır.
    Merhamet ufkunun nazlı güneşi
    Kainatın biricik çiçeğidir o.
    İzin verseydi allah
    Alemler inerdi yere
    Oysa emir yalnız cebrailr17;e
    Ve yalnız cebrail iner yere
    Kalk ya rasulallah
    Semada melekler seni bekler
    Taifr17;te taşlanan yüzüne hasret
    Alaya alınan sözüne hasret
    Seni bekler melekler.
    Yer yüzünde vefa yok mu?
    Seni teselli edecek birini mi arıyor kalbin.
    Sevdiklerin bir bir uçuyor mu elinden?
    Davetini hafife mı aldılar?
    Üzülme ve aç gözlerini
    Öteler bekliyor seni
    Bu gece kainat adını anacak,
    Aç gözlerini ki alemler nazarına kanacak.
    Burak, senin için uçacak.
    Aç gözlerini ya habiballah
    Bu gecenin adına isra diyecek allah.
    Ey yedi kat sema aç kapılarını,
    Ve haber ver hasretle bekleyen peygamberlere
    Deki hazreti ademr17;e;
    Cennetin kapısına adı yazılan
    İsminin hatrına af istediğin
    Salih oğul geliyor.
    Söyle isar17;ya:
    Kuytu köşelerde
    Havarilerinle allahr17;a sığınırken,
    Bir adım ötedeymiş gibi kokusunu aldığın
    Ve insanlığa gelişini müjdelediğin
    Ahmet geliyor.
    Yusufr17;a, idrisr17;e, harunr17;a söyle
    Musar17;ya deki:
    Vasıflarına hayran olup da
    Ümmetinden olmak istediğin
    Salih kardeş geliyor.
    Müjde ver ibrahim peygamberr17;e:
    Dua dua yalvarıp
    Gelmesini istediğin oğul geliyor
    Aç kapılarını ey yedi kat sema
    Bu gelen muhammed mustafa
    Cebrail yol gösterir
    Ve yürür sultanlar sultanı
    Bu nasıl bir yürüyüştür.
    Bu nasıl bir eda?
    İnci inci ter mübarek alınlarında
    Baştan ayağa edep var
    Attığı her adımda.
    Sultanım,
    Cennetler gösterilirken o gece
    Ümmetini hayal ettin mi cennette?
    Cehennemin alevleri selamlarken seni,
    Gözyaşlarını gördü mü cebrail?
    Ümmetim dedin mi?
    Sen unutmazsın bizi bunda kuşku yok
    Tahiyyat duası haber verdi bize
    Sen bizi hiçbir yerde
    Hiçbir zaman unutmadın
    İnşallah biz de seni unutanlardan olmayız.
    Allah seni unutturmasın bize.
    Bir söz sultanının dediği gibi
    Eğer günahlarımızdan dolayı girersek cehenneme
    Ve allah biran olsun açarsa ufkumuzu
    Talaal bedru aleyna diyeceğiz.
    Miraç gecesi
    Yürüdü rasulullah
    Cebrail önde
    Bir gece yürüyüşüyle
    Yürüdülerr30; yükseldiler.
    Yükseldikçe yükseldiler.
    Cebrail durdu birden,
    Ya rasulallah, benimle buraya kadar.
    Efendimiz niçin diye sordu
    Burası sidre-i müntehar17;dır
    Bir adım daha atarsam, yanarım, kavrulurum.
    Allah rasulu, sordular:
    Nasıl gidilir sidre-i müntehar17;da?
    Cibril-i emin cevap verdi:
    Aşkla!
    Aşkla gidilir ya rasulallah
    Aşkla gidilir ya habiballah
    Aşkla gidilir ya nebiyyallah
    Yürü sultanım yol senindir!
    Aşk vadisinde mühür senin.
    Söz senindir hal senindir.
    Muhabbetin adı sensin.
    Varlıkların tadı sensin
    Yürü ve selamını ilet
    Gözü yaşlı ümmetinin
    Sensiz bunca yetimin
    İlet selamını
    Ahir zamanın ahını
    Yüceler yücesine ilet
    Sultanım
    Sen dönerken miraçtan
    İlahi hediyelerle
    Bizim için miraç olan
    Beş vakit namazla,
    Bakara suresinin son iki ayetiyle
    Ve şirke düşmeyenin affedilebileceği müjdesiyle
    Dönerken sen miraçtan
    Biz ahir zamandan
    Ebu bekir edasıyla bakıyoruz sana
    r0;o söylediyse doğrudurr1;
    Rasulullah söylediyse doğrudur.
    Ve bir ayetin sıcaklğı sarıyor
    Kainatin kalbini:
    Her türlü noksanlıktan münezzeh olan allah
    Kulunu geceleyin mescid-i haramr17;dan alıp,
    Kendisine bir takım ayetler gösterelim diye
    Etrafını mübarek kıldığımız
    Mescid-i aksar17;ya götürdü.
    Çünkü, işiten ve bilen odur.
    Şimdi açın gözlerinizi
    Ve mîrâcr17;a hazırlanın


    Seni çok Özledim Annem

  10. #10
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Dursun Ali Erzincanlı (Şiirleri mükemmel)

    Dikkat et kardeşim bu dünyaya
    Dünyada tek sen değilsin
    Şeytan kalbini sıkıştırsada
    Omuzundaki meleklerle yalnıız değilsin

    Cuma akşamı gönderdiyesen salavat
    Peygamberimizde (SAV) verir sana cevap
    Sanmaki dünyada teksin
    Tüm dünyayla sen aslında birsin

    Kendini çaresizmi hissettin
    O zaman Dertli birini dinle
    Beterin beteri var dersin
    Haline şükredersin

    Aşık maşukunu aramakta
    Yollarda dikenler bulunmakta
    Ayağına dikenler batsada
    Aşık maşukuna ulaşmakta

    Kara gecede kara çadıra girdirseler
    Gözünü kara bant ile örtseler
    Kalbine bak ne demekte
    Allah her yerde seninle

    Gel bu gün bir dene
    Her gördüğüne bir gülümse
    Tatlı sözden başka bir şey deme
    Bak dünya da yalnız kalınır mı?

    Unutma bizleri gören var
    Söylediğimizi duyan var
    Derdimize derman
    Bizleri seven ALLAH var.


    Seni çok Özledim Annem

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •