İrâdenin kavgası verilmelidir:

Her uzuv ve duygunun bir yaratılış gâyesi vardır. Göz, Cenâb-ı Hakk’ın istediği istikâmette bakmak, el, o istikamette tutmak, ayak, yürümek ve kulak da aynı şekilde dinlemek için yaratılmıştır. Diğer duyguları da gâyelerine uygun sıralayıp, onların yaratılış gâyelerini anlatmak da mümkündür. İrâde için de durum, bundan daha farklı değildir. Onun da bir yaratılış gâyesi vardır.. Evet irâde, nefis ve şeytandan gelen her türlü hile ve desiselere karşı bir siper olup, vahiyden düşünceye intikal eden şeyleri vicdanın destek ve beslemesi ile hayata mâletsin ve yaşanır hale getirsin diye yaratılmıştır. O bu vazifeyi ifâ ederken, en büyük hasmı olan şeytan ve nefis, irâdenin karşısına pek çok mania ve geçit vermeyen derin dereler çıkaracaklardır. Hasımlarına karşı böyle bir durumda mücadele vermek, irâdenin varlık sebebidir. Düşünce vahye açık değilse, vicdan sönmüş, irâde felç ise, işte o zaman şeytan, rolünü rahatlıkla oynayacağı mükemmel bir sahne bulmuş demektir. Midesinin hakkını hiç unutmayan insan, iradesinin hakını da vermeli değil midir?