Ebu Hureyre'den gelen şu hadis daha önce geçmişti:
"Ey Allah'ın elçisi, Cennet'te hanımlarımıza varacak mıyız?" denildi.
"Kişi günde yüz bakireye ilişir" buyurdular." (Taberanî, el-Mucem es-Sağîr, II, 12-13. Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, X, 417'de der ki: Bunu Taberanî, Sağîr ve Evsafla rivayet etmiştir, ikinci rivayetin ravileri sahih hadis ravileridir, Muhammed b. Sevvâb hariç, o sikadır.)
Bunun isnadının sahih olduğu da geçmişti.

Sıhhati üzere ittifak edilmiş bulunan şu Ebu Musa hadisi de öyle:
"Mü'minin içi boş bir tek inciden bir cadın olur. Cennet'te uzunluğu altmış mildir. İçinde mü'minin aileleri vardır, mümin onları dolaşır "
Enes hadisi de geçti:
"Mümine Cennet'te şu kadar şu kadar kadına yetecek bir kuvvet verilir."
Tirmizi buna sahih demiştir.
(Tirmizî, 2536, Cennetin sıfatı kitabının, Cennet ehlinin cimâının sıfatı babı, Tirmizî, bu, sahih-ğarîb bir hadistir, onu Katâde Enes'den yolu ile İmrân el-Kattân hadisi olarak biliyoruz, der.)

Taberâni, Abdullah b. Ahmed ve başkası rivayet ederler:
... Lukayt b. Âmir, ey Allah Rasûlü, Cennet'te neleri seyredeceğiz? demiş. Şöyle buyurmuşlar:
"Süzülmüş baldan nehirleri, başağrısı ve pişmanlık vermeyen içki nehirleri, tadı değişmemiş sütten nehirleri, bozulmamış su nehirlerini, ilâhının hayatına yemin olsun ki bildiğimiz meyveleri ve onlar cinsinden daha iyilerini ve tertemiz eşleri."
Ey Allah'ın elçisi, bize orada sâlih kılınmış eşler mi var? dedim. Şöyle buyurdular:
"Salih kadınlar sâlih erkeklerindir, onlardan o erkekler sizin dünyadaki lezzetleriniz ve zevk alışınız gibi zevk alırlar, ancak orada doğum yoktur."
(Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, X, 34'da bunu Abdullah ve benzerini Taberani rivayet etmiştir. Abdullah'ın iki tarikinden birinin isnadı muttasıldır, ravileri sikadır, diğer isnad ile Taberani'nin isnadı mürseldir, Asım b. Lukayt Lukayt'in..., şeklindedir. Ahmed'de Müsned'de (IV) rivayet etmiştir demiştir.)

İbn Vehb der ki:
... Derrâc'den,
... Ebu Hureyre'den. Dedi ki:
"Ey Allah'ın Rasûlü; Cennet'te cima edecek miyiz?
"Canım elinde olana yemin olsun ki evet, hem de istediği kadar edecek, dedi ve işini görüp kalktığı zaman kadın tekrar tertemiz bir bakire olacak" buyurdu.
(Ebu Nuaym, Sıfat el-Cenneh, 393, burada muhakkik, bunu ed-Dıyâl el-Makdisî, Sıfat el-Cenneh, (III, 83)'de, İbn Vehb yoluyla rivayet etmiştir, der. Hadisin senedindeki Derrac, zayıftır, bk, Mizan el-İ'tidal, II, 24-25.)

Taberanî der ki:
... Bize Muallâ b. Abdirrahman el-Vâsiti anlattı,
... Ebu Said el-Hudrî, Rasûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu demiştir:
"Cennet ehli, hanımlar ile cima ettiklerinde onlar tekrar bakire hale gelirler."
(Taberanî, el-Mu'cem es-Sağir, I, 91. Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, X, 417'de, bunu Bezzar ve Sağîr'inde Taberanî rivayet etti, seneddeki Muallâ kezzabtır, der.)

Taberanî, bunu Asım'dan sadece Şüreyh rivayet etmiştir, Muallâ bununla teferrüd etmiştir, der.
Taberanî der ki:
... Hâşim b. Zeyd'den,
... Ebû Ürname'nin anlattığına göre, Rasûlüllah'a Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cennet ehli yapışırlar mı diye sorulmuş.
"Bıkmayan bir zeker, dinmeyen bir şehvet ile istediği kadar" buyurmuşlar.
(Taberanî, el-Kebîr, 7674. Senedindeki Hâşim b. Zeyd hakkında, Ebu Hâtem, hadisi zayıftır, der. bk, Mizan el-İ'tidâl, IV, 289.)

Taberanî der ki:
... Bize Hâlid b. Yezîd anlattı,
... "Ebu Ümâme'nin dediğine göre Rasûlüllah'a Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cennet ehli cima eder mi diye sorulmuş.
"Oynaşa oynaşa, ancak menî de yok meniyye (ölüm) de yok" buyurmuşlar.
(Taberanî, el-Kebîr, 7479; Beyhakî, el-Ba's ve'n-Nuşûr, 367. Seneddeki Hâlid b. Yezîd için, İbn Maîn, sâhîdir, Ahmed, bir şey değildir, Nesâî, sika değildir. Darakutnî, zayıftır, demişlerdir, bk, Mizan el-İ'tidal, I, 645.)

Haşim ve Hâlid hakkında söz edilmişse de esâs olan bu ikisi değildir.
Ebu Nuaym der ki:
... Bize Abdurrahman b. Ziyâd anlattı,
... Ebu Hureyre'nin anlattığına göre;
Rasûlüllah'a Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Cennet ehli eşlerine dokunacak mı, diye sorulmuş.
"Evet, beni hak ile gönderene yemin olsun ki, bıkmayan bir zeker, incimeyen bir fere ve kesilmeyen bir şehvet ile," buyurdular.
(Ebu Nuaym, Sıfat el-Cenneh, 366; Seneddeki Abdurrahman b. Ziyad hakkında, Heysemî, Mecmau'z-Zevaid, X, 417'de kizbi yoktur, zayıftır, demiştir.)

el-Hasen b. Süfyân Müsned'inde şöyle demiştir:
Bize Hişâm b. Ammer anlattı,
... Bize Osman b. Ebî Âtike anlattı, Ali b. Zeyd'den,
... Ebu Ümâme Rasûlüllah'a Sallallahu Aleyhi ve Sellem Cennet ehli nikâh (cima) yapar mı, diye soruldu, bunun üzerine;
"beni hak ile yollayana yemin olsun ki evet, hem istediği kadar" buyurdular ve eliyle işaret ettiler, sonra, "fakat meni yok, meniyye (ölüm) yok" dediler demiştir.
(Ebu Nuaym, Sıfat el-Cenneh, 369. Senddeki Ali b. Zeyd hakkında Buharî, hadisi münkerdir, Nesâî, sika değildir, Ebu Zufa, kavî değildir. Darakutnî, metruktür, demişlerdir, bk, Mizan el-İ'tidal, III, 161. Osman b. el-Atike hakkında Yahya, bir şey değildir, Nesaî zayıftır, Ahmed, bir beis yok, mesele Alî b. Zeyd'den kaynaklanmaktadır, demişlerdir, bk, Mizan el-İ'tidal III, 40. Hişâm b. Ammar ise, saduk müksirdir, bazı münkerâtı vardır. Ebu Davud, aslı olmayan dörtyüz hadis rivayet etmiştir, der, bk, Mizan el-İ'tida, IV, 302-304)

Said b. Mansur der ki:
... İkrime, "Cennet ashabı o gün, bir meşguliyet içinde zevk ederler" (Yasin, 55) ayetinde, "bakirelerin bekaretini giderme halinde demiştir." (Beyhakî, el-Ba's ve'n-Nuşûr, 362; ed-Durr el-Mensur, V, 266; İbn el-Mübârek, ez-Zühd, s, 553)

Abdullah b. Ahmed der ki:
... İbn Mes'ud, "Cennet ashabı o gün bir meşguliyet içinde zevk ederler" ayetinde "onlar bakirelerin bekâretini giderme işiyle meşguldürler" demiştir." (Ebu Nuaym, Sıfat el-Cenneh, 375; Taberî, Tefsîr, XXIII, 17-18)

Hâkim der ki:
... "Evzâî de bu ayette aynı şeyi söylemiştir." (Beyhakî el-Ba's ve'n-Nuşûr, 361)

Mukâtil, "bakirelerin bekâretini gidermekle uğraşırken Cehennem ehli ile meşgul olmazlar, ne onları hatırlarlar, ne ilgilenirler" demiştir.
(Kurtubî, Tefsîr, XV, 43. Kurtubî bunu Said b. el-Müseyyib'e ve başkasına nisbet eder. İfâde, "Cennet ashabı içinde bulundukları nimetler, lezzetler sebebiyle, masiyet sahipleri, onların halleri, cehenneme varışları, içinde bulundukları elim azabı, içlerinde akraba ve aileleri bile olsa düşünecek durumda değillerdir" şeklindedir.)

Ebu'l-Ahvaz, "bakirelerin bekaretini bozarken, gerdek odalarındaki divanlar dikkatlerim çekmez" demiştir.
Süleyman et-Temîmî Ebu Miclez'in, İbn Abbas'a; "Cennet ashabı o gün bir meşguliyet içinde zevk ederler" ayetini sordum, onları meşgul eden nedir dedim, dediğini nakleder. İbn Abbas bu soruya, "bakirelerin bekaretim gidermek" demiş. (Ebu Nuaym, Sıfat el-Cenneh, 376; Taberî, Tefsir, XXIII, 18.)

İbn Ebi'd-Dünyâ der ki:
... İbn Abbas "bir meşguliyet içinde zevk ederler" ayetinde "bakirelerin bekaretlerini gidermektedirler" demiştir.
(Ebu Nuaym, Sıfat el-Cenneh, 376; Taberî, Tefsîr, XVIII, 23)

İshak b. İbrahim anlatır, Yahya b. Yemân anlatır,
... Said b. Cübeyr der ki:
"Kişinin şehveti, bedeninde yetmiş yıl cereyan eder, hep lezzet bulur, onlara cünüplük gelmez ki temizlenmeye ihtiyaç duysunlar. Zafiyet veya kuvvetten düşme olmaz. Zevk ve nimetler içinde cima eder dururlar, hiçbir şekilde bir âfet söz konusu değildir."
(Senedindeki Yahya b. Yemân hakkında, Ahmed, hüccet değildir, İbn el-Medinî, sadûktur, felç olmuş ezberi bozulmuştur, demişlerdir, bk, Mizan el-İ'tidal, IV, 416)

Bu konuda oradakilerin en yüksek ve mükemmeli, bu dünyada iken kendini haramdan en çok koruyanlardır.
Nasıl ki dünyada iken şarap içen oraya varınca şarabı içemiyecekse, nasıl ki, altın ve gümüş kapları dünyada kullanan âhirette bu kaplardan yiyemiyecekse -ki Peygamber, onlar dünyada onların, âhirette sizlerindir buyurmuştur- aynı şekilde iyiliklerini, lezzetlerini şimdiden tamamlayıp bu dünyada bunları bitiren biri de âhirette bu zevk ve iyiliklerden yoksun olacaktır. (Buharî, X, 96; Müslim, 2067, libas ve ziynet kitabının, altın ve gümüş kap kullanılmasının haramlığı babı)
Nitekim Allah Sübhanehû dünyada iyiliklerini bitiren onlardan azamî istifâde edenlere acı haber vermiştir. (Ahkaf, 20)
Bu sebeble sahabe ve onlara tabi olanlar bundan çok korkarlardı.

İmam Ahmed zikreder:
... Câbir b. Abdillah, Ömer'i, ailesi için bir dirheme satın aldığı bir parça etle görmüş. Bu nedir diye sormuş. Ömer, ettir, ailem için bir dirheme satın aldım, demiş. Câbir demiş ki:
Demek sizler ne zaman canınız bir şey çekse alırsınız öyle mi? Allah'ın buyruğunu işitmedin mi?
"Siz dünya hayatında iyiliklerinizi giderdiniz, onlarla zevk sürdünüz." (Ahkaf, 20)
Artık kim Allah için, haram olan lezzetleri terk ederse Allah ona kıyamet günü olabildiği kadar mükemmel mükâfat ile hakkını öder.
Kim lezzetleri burada alır bitirirse, orada mahrum olur ve kemâlinde eksilme olur.
Yani Allah ma'siyet ve haramlara dalan kimselerin lezzetini, arzularım Allah için terk edenlerin lezzeti gibi asla kılmayacaktır.