Sayfa: 3/7
Diabet ve :-):-):-):-)üel İşlev Bozukluğu
:-):-):-):-)üel işlev bozukluğu her iki cinste de şeker hastalarında görülebilmektedir.
Kadınlarda orgazm bozukluğucinsel ilişki sırasında vajenin ıslanmamasına bağlı ağrılı ilişki (disparanoya) en bilinen işlev bozukluğu rahatsızlığıdır.
Erkeklerde ise diabetik nöropatiye bağlı görülen en önemli :-):-):-):-)üel işlev bozukluğu penisin sertleşme kusurudur (Bakınız impotans). Şeker hastalığı
sertleşme kusuru gelişmesi açısından erkekler arasında yüksek risk faktörüdür. Erkek şeker hastalrının hemen yarısında bu sorun vardır.
Ayrıca yine diabetiklerde görülen diğer :-):-):-):-)üel işlev bozukluğu ise erken boşalma (ejaklasyo prekoks) sorunudurbu sorunla gelen
diabetik hasta oldukça fazladır. Erken boşalma tanımlaması için belli süre vermek doğru değildir. Her iki partnerin cinsel ilişki sırasında tatminkar bir
ilişkide bulunması yeterli süre olarak kabul edilmektedir. Ama eğer orgazma ulaşılamıyorsaerkek diama neredeyse ilişkiye başlamadan veya ilişkinin hemen
başında boşalıyorsa ve partnerini tatmin edemiyorsabu bir sorundur ve tedavi edilmelidir. Bir başka :-):-):-):-)üel işlev bozukluğu erkek parnerde orgazma ulaşma
veya çok gecikmiş olarak orgazma ulaşma da olabilirbu durumda bayan partnerin orgazm sonrası vajinal salgısının azalmasına bağlı olarak kuruluk olması ve
cinsel ilişkinin kadın için ağrılı ve sıkıcı olmasına neden olur.
Diabet
ve İmpotans
Sertleşme kusuruiktidarsızlık ve impotans aynı anlamda kullanılan terimlerdir. Bir erkeğin cinsel istek duyup ve
cinsel uyarılmasına karşın penisinin cinsel ilişkiye yetecek ve sürdürecek düzeyde olmama halisertleşme kusuru olarak kabul edilir.
Bu durumunda bir süreörneğin üç ay gibi devam etmesi durumunda hastanın hekime başvurması ve sertleşme bozukluğunun nedeninin
araştırılması uygun olur. Bu sorun aslında toplumda sanıldığından sıktırşeker hastası olsun olmasın 40 yaşın üzerinde görülme sıklığı artmaktadır. Şeker
hastalığıneden olduğu komplikasyonlar sonucu yol açar.
Şeker hastalığı bilindiği gibi sinir sisteminde hasara neden olabilmektedir. Beyinde oluşan :-):-):-):-)üel dürtülerin penise ulaşması ve ereksiyona (sertleşmeye)
yol açabilmesi için kusursuz çalışan sinir iletisi gerekmektedir. Şeker hastalığına bağlı oluşan nöropatilerden penis de etkilenebilmektedir. Şeker
hastalığının yol açtığı bir başka sistemik bozuklukdamar yapılarındaki bozukluktur. Damar yapısı (vasküler yapı) sertleşme için kanı penise taşıyan
sistemdir. Penisin sertleşmesi içinpenis yapısındaki sertleşen yapıların içine kan doldurulup sıkıştırılması gerekir. Damarsal yapının şeker hastalığı sonucu
bozulmasıyla (vaskülopati) yeterli kan penise gelemediği için ereksiyon bozukluğu ortaya çıkabilir.
Şeker hastalığıpenisin yapısını oluşturan düz adele ve endotel hücrelerini de bozabilir. Bu bozukluklar da başlıbaşına sertleşme bozukluğu nedenidir. Ayrıca
şeker hastalığı endokrin bozukluğa da yol açarak hormonal nedenli sertleşme kusuru yapabilir. Ayrıca sertleşme sorununun şeker hastası erkeklerde sık
olduğunun bilinmesi de psikolojik nedenli sertleşme kusuru yapabilir.
Sertleşme kusuru yakınması ile hekime başvuran bir hastayı nasıl bir muayene ve tetkikler beklemektedir?
Her
hastalıkta olduğu gibi hekim ile hastanın ilk görüşmesi çok önemlidir ve yeterli zaman ayrılarak yapılan ilk görüşme bir çok soruyu baştan çözmeye yetmektedir.
Eğer ilk görüşmede sertleşme sorununun sebebi psikojenik kökenli görünürse - ki tüm sertleşme sorunu olan hastaların yaklaşık % 20’sinde böyledir- psikolog ve
psikiyatrist yardımıyla tedaviye devam edilmesi uygun olur.
Eğer sertleşme sorunu daha çok organik nedenlere bağlı duruyorsa bu sefer bazı kan tetkikleri ile birlikte muayeneyi takiben penisin
damar yapısını incelemeye yönelik tetkikler yapılır. Bunun için insülin kullanan şeker hastalarının yakından tanıdığı insülin iğnesi ile penis içine ilaç vererek
test yapılırgerekirse aynı anda penis damarlarının Doppler ultrasonografi aleti ile görüntülenmesi de mümkün olur. Bazen organik veya psikojenik neden
ayırt edilmesinde güçlük çekilirse hastanın penisine transistörlü radyo büyüklüğünde bir alet bağlanarak yatırılır ve gece uykuda kayıtlar yapılır.
Bütün bu tetkikler ile bilgi sağlanamaz ise penisin damarlarının anjiosu ve filmi çekilebilir.
Etkili ve başarılı tedavi için doğru tanı şarttır. Doğru tanı konulduktan sonra tedaviye başlanmalıdır. Bilinmelidir ki en hafifinden en
ağır sertleşme kusuruna kadar tüm hastaların mutlaka tedavisi vardır. Son yıllarda ağızdan alınan ilaçların da bulunmasıhastaları daha da
rahatlatmıştır. Hekim kontrolündeetkin bir tedavi sağlamaktadır. Fakat
unutulmamalıdırki bu da diğer ilaçlar gibi her hastada etkili olmamaktadır. Bu ilaç etkisiz kalırsa “hastaların kendilerine öğretilmesiyle” insülin uygulaması
gibi cinsel ilişki öncesi penise uygulanan iğne ile de sertleşme sağlanabilmektedir. Bunu istemeyen hastalara vakum aletiidrar yolu içine ilaç
sıkılması gibi yöntemler denenebilir. Tüm bu yollar sonuç vermez ise ameliyat en son çare olarak kullanılabilir.
Sertleşme kusuru ile birlikte olabilen ve yine şeker hastalarında sık görülebilen bir hastalık da “Peyronié hastalığı”dır. Bu
hastalık penis sertleşmeye başladığında peniste eğrilme/bükülmeağrı olabilmektedir. Bir süre sonra Peyronié hastalarında da sertleşme kusuru ortaya
çıkabilmektedir. Penis eğrilmesi aşağıyukarı ve yan taraflara doğru her yana olabilmektedir. Bu hastalarda ilk önce ilaç tedavisi denenir ve yanıt vermez ise
cerrahi yolla eğrilik düzeltilir.
Karpal Tünel Sendromu
Karpal tünel sendromu‘tuzak nöropatileri” olarak adlandırdığımız sinir sıkışmaları içinde en sık görülenidir. Son yıllarda
özellikle sanayileşmiş ülkelerde yoğun araştırma konusu olmuştur. Sendromun ana nedeninormalde oldukça dar olan el bileği kanalının (bu kanalın içinden
parmakları hareket ettiren kirişlermedian ve ulnar sinir gibi parmaklarımızın duyusunu sağlayan sinirler geçer) içindeki dokuların şişmesi veya kirişlerin
iltihabı sonucu daha da daralması ve içinden geçen sinirleri sıkıştırmasıdır. Bir çok hastalığa eşlik edebilir. En sık görülenleri romatoid artrit
dializ gerektiren böbrek yetmezliği ve diabettir. Bazen de nedeni belirsiz olarak kalır.
Klinik belirtiler
Kanalın içinden geçen radyal sinirelin ilk üç parmağının ve dördüncü parmağın yarısının duyusunu sağlar. Bu yüzden bu hastalıkta en
önemli yakınma nedeni elin ilk üç buçuk parmağında uyuşuklukyanma ve karıncalanma hissidir. Bazen uyuşukluk bölgesi bu parmak alanına lokalize
edilemez ve bu yakınmalar bütün elde olur. Zaman zaman da yakınmalar elle sınırlı kalmaz ve yukarılara doğrudirseği de içine alacak şekilde yayılır.
Geceleri eldeki bu bulgularla uyanmakhastaların çok yakındığı bulgulardandır. Elin
fleksiyonu ve ekstansiyonu olarak adlandırdığımız öne ve arkaya hareketler bu bulguları şiddetlendirir. Bu pozisyonlara en çok kitap ve gazete okurkenaraba
kullanırken (direksiyon simidini tutarken)mutfakta bıçak kullanırken girilir ve bu işler hastanın yakınmalarını artırır. Bazı hastalar ise ellerinde herhangi
bir şey tutamadıklarından ve sık sık düşürdüklerinden şikayet ederler.
Tanı
Hekime tanıda en çok yardımcı olan unsurlar hastalığın hikayesifizik muayene bulguları ve bazen elektrofizyolojik çalışmalar ve
görünteleme yöntemleridir. En sık fizik muayene bulgusunuel bileğine vurulduğu zaman parmaklara doğru yayılan uyuşukluk olarak tanımlanabilecek Tinnel
belirtisi oluşturur.
En sık başvurulan tanı yöntemlerinden biri elektromiyografi (EMG) dir. Bu yöntemde el sinirlerine küçük iğneler batırılır ve karpal tünel
boyunca sinirlerin ileti hızı ölçülür. Sinir ileti hızlarında azalma ve latens olarak adlandırdığımız fazda uzamakarpal tünel sendromunu düşündürür.
Çok sık olmamakla birlikte görünteleme yöntemleri de bize bilgi verir. El MR’ı (magnetik rezonans) karpal tünel anatomisi hakkında bizi aydınlatabilir ama
vakaların büyük çoğunluğunda bu yönteme başvurulmasına gerek yoktur.
Tedavi
Atel kullanımı: En kolay ve ucuz tedavi yöntemidir. El bileği hareketleri en önemli semptom nedeni olduğu içinatelle haraketlerin
kısıtlanması hastanın yakınmalarına genellikle iyi gelir. Özellikle atelin geceleri kullanılması ve dirseği nötral pozisyonda tutması önemlidir. Çünkü uyku
sırasında el bileği sıklıkla fleksiyon pozisyonunda tutulur ve bu pozisyon şikayetleri artırır. Yakınmaların yeni başlayan hastalarda atelleme yeterli
olabilir ve başka bir tedavi yöntemi gerekmeyebilir.
Lokal kortizon enjeksiyonu: Hastalığı kısa süreli olanlarda uygulanabilecek diğer bir tedavi yöntemidir. Bu tedaviye en iyi yanıtı
bir yıldan daha az süreli yakınması olanlar ve elinde sinirlerin tam harabiyeti anlamına gelen kas erimesi görülmeyenler verir. Tünelin içine bir hekim
tarafından bir insülin enjektörü ile kortizon enjeksiyonu uygulanır. Enjeksiyon yanıt alınamaması durumunda birkaç kez tekrarlanır ama çok sık tekrarlanmaması
gerektiği akıldan çıkartılmamalıdır.
Ağızdan ilaç tedavisi: Karpal tünel sendromuna yol açan olay iltihabi bir durumdan kaynaklanıyorsa ağızdan iltihap gidericiler
verilebilir ancak çoğunlukla bu tür ilaçların kullanımı yarar sağlamaz.
Cerrahi: Karpal tüneli çepeçevre saran ve ‘transvers
karpal ligaman’ olarak adlandırılan dokuyu cerrahi olarak serbestleştirmekkarpal tünelin kesin çözümünü oluşturur. Atel kullanımına ve lokal enjeksiyona
yanıtın alınamadığı durumlardaileri sinir harabiyeti gözlendiğinde ve elde kas erimesi mevcut olduğunda kullanılması gereken tedavi yöntemidir.