***
DIŞARDA
Points: 39.199, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Cahil, alimi tanıyamaz
Cahil, alimi tanıyamaz
Cahil, alimi tanıyamaz
01.06.2009
Alim; sözlük anlamı olarak bilen, ilim sahibi demektir. Aynı zamanda, her şeyi bilen manasına Allahü teâlânın sıfatlarından birisidir.
Cehil; ilimsizlik, bilgisizlik demektir. İlimsiz, bilgisiz olana da cahil denir. İlimsizlik, bilgisizlik, dini bilgilerden haberi olmamak da, cehalettir.
İslam alimi olabilmek için, zamanın fen ve edebiyat bilgilerinde yetişmiş, Kur’an-ı kerimin ve yüzbinlerce hadis-i şerifin manasını ezberden bilen, İslam’ın yirmi ana ilmini ve bunların kolları olan seksen ilminde mütehassıs, uzman olmuş, tasavvufun yani evliyalığın en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş, yetiştirebilen ve ictihad makamına yükselmiş olmak lazımdır. Bu özellikleri taşıyan kimseye, alim denir.
(Alimler peygamberlerin vârisleridir) hadis-i şerifindeki müjdelenen alimler, bu şekilde yetişmiş olan alimlerdir.
Cahil olduğu halde, cahilliğini bilmeyip, kendini alim zannedene, cehl-i mürekkeb denir. İsa aleyhisselam; “Sağırı, dilsizi, tedavi ettim. Ölüleri Allahü teâlânın izni ile dirilttim. Fakat cehl-i mürekkebin ilacını bulamadım” buyurmuştur.
İmam-ı Şa’bi hazretleri, ilimde olgunlaşmamış ve cehaletten kurtulmamış olanlardan sakınmak lazım geldiğini bildirir ve; “Fitne çıkaran alimden ve cahil abidden sakınınız. Çünkü bunların ikisi de fitnedir ve de çok tehlikelidir” buyururdu.
Abdullah-ı İsfehani hazretleri de, talebelerini ve sevenlerini hep ilme teşvik eder ve buyururdu ki:
“Hazret-i Ali; ‘Allahü teâlâya ilimsiz ibadet eden kimse, değirmene bağlı merkep gibidir. Gün boyunca yürür, fakat hep aynı yerindedir’ buyurmuştur.
Cahil de böyledir. Cehaletle, Allahü teâlâya çok çok ibadet eder. Fakat bu ibadeti, onun Allah indinde yakınlığını arttırmaz. Bazen kul çok ibadet yapar, fakat cahil olduğundan ibadeti emre uygun olarak yapamaz, dolayısıyle boşu boşuna yorulmuş, meşakkat ve zahmet çekmiş olur. Bir iş, ancak emrolunduğu şekilde yapılırsa, ibadet olur. Bu da ancak ilimle bilinir. Peygamber efendimiz; (İlim öğrenmek, her kadın ve erkek Müslümana farzdır) buyurdu. Buradaki ilim, ilm-i hal bilgisidir. İnsanı Allahü teâlânın rızasına ulaştırmayan, kavuşturmayan her ilim faydasızdır. Bu sebeple, ibadetlerin ancak ilimle doğru yapılabileceği anlaşılmaktadır.”
Alimi tanımak için alim ve evliyayı tanımak için de, veli olmak lazımdır. Bir cahilin, bir alime, bir mütehassısa dil uzatmasının kıymeti olamaz. Alimi, alim tanır, cahil tanıyamaz. Bir cahilin lehte ve aleyhteki sözlerine itibar edilmez. Bu sebeple dinimizi, dinini bilen, seven ve kayıran İslam alimlerinin ilmihal kitaplarından öğrenmeli, çoluk-çocuğa da öğretmelidir. Her Müslümanın birinci vazifesi bu olmalıdır. Kendilerine din adamı ismini ve süsünü veren, cahil, sapık kimselerin sözlerinden, yazılarından din öğrenmeye kalkışmak, kendini Cehenneme atmaktır.
Abdülehad Nuri hazretleri buyuruyor ki:
“İlimde mahir, dini meselelere gereği gibi vakıf olmayan, fakat alim sıfatını taşıyan cahil; ehl-i sünnet vel cemaat itikadı ile diğer dalalet ve bozuk itikadları birbirinden ayırmaya gücü yetmeyen, ihtilaflı meselelerin sadece bir tarafını bilip, diğer tarafından haberi olmayan ve yanlış düşüncesinde direten, ilmi ile amel etmeyen münafık sıfatlı kimseler, ahireti taleb edenleri bid’at ve dalalete düşürerek dinden ederler. Onun için; Allahü teâlânın emirlerine uyan, yaratıklarına şefkat eden, sırf Allah için doğru yolu gösteren İslam alimlerine uyup, cahil olanlardan çok sakınmalıdır.”
Netice olarak cahil bir kimse, ilim sahibi olanı tanıyamaz. Alim ise, cahili hemen tanır, çünkü daha önce o da cahildi. Fakat cahil, alimi tanıyamaz, çünkü daha önce alim değildi. Ahmed Cezeri hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Cahil kimse, her ne kadar iyilere özense bile, bilgisi olmadığı ve rehbersiz olduğu için, merkebin gül ile kangal dikenini fark edemediği, ayıramadığı gibi, o da doğru ile eğriyi fark edemez, ayıramaz.”
osman ünlü makaleden alıntı
:rolleyes:
