10. ŞEHİT YARASI VE KANIYLA HAŞİR MEY*DANINA GELİR
Şehidin kıyamet günü haşir meydanındaki en büyük övünç madalyası ve nişanı, vurulurken içinde bulunduğu hâl üzere gelmesi ve vücudundan akan kanıdır. Bundan ötürü o kan, dünyada iken diğer ölülere yapılanın aksine, yıkanmaz ve silinmez, elbiseleri parçalanmış olsa bile de*ğiştirilmez ve kefenlenmez; şehit elbiseleri ve kanıyla gö*mülür, o şekilde de arasat meydanına gelir. Bu durumu Hz. Peygamber şöyle haber veriyor. “Hayatım (kudret) elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda yara*lanan kimse, -ki Allah kendi rızası yolunda yaralananı bi*lir- kıyamet gününde (yaralı hâliyle) kanı, kan renginde yarasından akarak, kokusu da misk kokusu (saçarak haşir meydanına) gelir.”[188]
Bazı hastalık ve kazalarda ölenlerin kanları ve yaraları da şehitliklerine şahit olmak üzere kıyamet günü delil ola*rak göste*rilecektir. Nitekim, daha önce geçtiği gibi, Hz. Pey*gam*ber, hastalıktan ötürü oluşan yaraları, savaşta silahla oluşan yaralara benzeterek şöyle buyuruyor: “Kı*yamet günü, (Allah yolunda cihad ederek) şehit olanlarla (herhangi bir sebep olmadan) yataklarında vefat edenler arasında, veba hastalığından ötürü ölenler konusunda tar*tışma çıkar. Şe*hit*ler, “Onlar bizim kardeşlerimizdir, zira onlar da bizim gibi öldürüldüler,” derler. Yataklarında ölenler ise, “Onlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar da bizim gibi öldüler.” derler. Bu*nun üzerine Allah onlara şöyle seslenir: “Yaralarına bakın, öldürülenlerin yaralarına ben*ziyorsa onlardandırlar ve onlarla beraber olacaklar.” Ba*kılır ve onlardaki yaraların şehitlerinki gibi olduğu görü*lür.”[189]