Hayat Yolu Düz Değil
Selim Gündüzalp
İNİŞİ DE varçıkışı da hayatın. Acısı da var
tatlısı da. Mühim olan acıyı bal eylemek. Yunus gibi.
İnsan ne kadar zayıf bir varlık. En büyükten en küçüğe kadar her şey ona ilişir. Sevdiğiniz bir insanbir hayvan ölse
sevdiğiniz bir ağaç kesilse
saksıdaki bir çiçek solsa dünyanız kararıverir
üzülürsünüz. Sevdiğiniz biri ayrılıp gitse
unutamazsınız bir türlü. Kalbiniz burkulur. Gönlünüz de onun ardı sıra gider durur. Hayat böyle...
Düşe kalka gidiyoruz. Hayat yolu düz değil... Çok hastalanan doktor olurmuşçok yürüyen de yolcu! Rabbim yine de bir an olsun hiç yalnız bırakmıyor.
Bazen öylesine daralıp sıkılıyorsunuz kinerede ise patlayacak bir hâle geliyorsunuz. Bir dost yüzü görmek
bir dost sesi duymak ihtiyaç oluyor. Kışımız bahara dönüyor birden. Can dostları bir başkadır. Mal dostu malından geçmez
ama can dostu canından geçer.
Bazı insanlarda böyle bir sırböyle bir cazibe var. Onların bir an olsun yüzlerini görmek bile ferahlatır içimizi. Âlemimizi değiştirir. Allah dostları böyledir. Aldıkları manevî bir işaret üzerine
vazifeli oldukları yere giderler.
Allah bir kulunu sevdi miona ihtiyaç duyulan yere gönderir. Bir dert bir sıkıntı varsa
iki de ferahlık var. Her zorluğa karşılık iki kolaylık var.
Geçenlerde eski bir dostu ziyaret ettim. Onca derdine ve perişanlığına rağmenhem gülümsüyor
hem de izzet ve ikramdan geri kalmıyordu. Bakışlarımdan ne sormak istediğimi anlamış gibi; “Bize başka türlü bir hayat yakışmaz
” dedi. Ne söz ama. İnanın ruhuma işledi. Cömerdin kalbi gibi
dili de temizdir. Böyle güzel bir söz yerde kalmaz zannımca
kanatlanır
arşa gider.
Yere düşen bir kesme şekerin bile çevresini yüzlerce karınca sarıyor. Küçük bir nimetin kırıntısının kokusu bile rızık sahiplerini hemen kendine çekiyor.
Aynen bunun gibiAllah için söylenen güzel sözler de melekleri çekiyor.
Ruhanîlerin gıdaları oluyor. Rabbim sesimizi desözümüzü de güzel eylesin. Rahmetli M. Selâhaddin Şimşek’in dediği gibi:
“Sesini değilsözünü yükselt. Yağmurlardır büyüten zambakları
gök gürültüleri değil.”
Kolay değil elbette. Akla gelen elden gelsebitmeyen iş kalmazdı. Ha demekle hemen her şey olmuyor. Önce azim ve gayret
sonra da sabır ve sebat gerek. Ya tahammül
ya zafer gerek...
HAYAT YOLU düz değil... Baharı varkışı var. Gecesi var
gündüzü var. Her insan da bir değil. İyisi var
kötüsü var.
Madem ki bu dünyadayızimtihana da alışacağız. Hayat yolu düz değil. Hz. Mevlânâ hayatını üç kelimede özetliyor: “Hamdım
piştim
yandım.”
Ve devam ediyor: “Bu dünya bir ağaca benzer. Bizler de bu ağacın yarı hamyarı olmuş meyveleri gibiyiz. Ham meyveler ağacın dalına iyice yapışır; oradan kolay kolay kopmazlar. Çünkü ham meyve köşke ve saraya lâyık değildir.
Bu dünyadan başka hayat tanımayanlarınham meyveden bir farkı yok. Onlar dünyadan hiç ayrılmak ve hiç çıkmak istemezler. Çünkü Allah’ın huzuruna
O Yüce Sultanın sarayına
Cennete çıkacak ne yüzleri vardır
ne de olgunlukları.”
İyilerin çekmedikleri bir ezabir cefa yok bu dünyada. Onlara dadanan düşmanların sayısı hesaba gelmez ama neticede kazanan yine hep iyilerdir. Ve onların yolundan gidenlerdir. Hayat böyle... Hayat yolu düz değil.
Görmek isteyen gözünüişitmek isteyen kulağını açacak. Su içmek isteyen eğilecek. Lokmayı ağza atmak yetmez; yutmak isteyen onu çiğneyecek. Hangi kapının önünde durduk
hangi kapıyı çaldık da o kapı açılmadı ki? Allah’ım bizi kendinden başka hiç kimseye muhtaç etme. Ama her şeye rağmen zahmetlerin bir hikmeti olacak. Hikmeti nedir derseniz ona da cevap var.
Bir günbir grup mümin
zalimlerin zulmünden şikâyetçi olmak üzere Mevlânâ’ya gelirler. Hz. Mevlânâ onlara şöyle bir ders verir: “Kasaplar pazarında hiç köpek kesiyorlar mı? Öldürülmeye en çok onlar lâyık olduğu halde
kesilen ve kesilmek zahmetine katlanan yine koyunlardır.
Allah’ın yardımı da müminlere daha fazla olduğu içinzahmetleri de daha çok olacaktır. Onlar hakkındaki rahmet ise
o zahmete göredir. Sonsuz ve sayısızdır.”
EVETkoyunların yaşadığı zahmet ve sıkıntılar
hep onların değerli ve kıymetli oluşlarındandır. Köpeklerin kesilmemesi ve o sıkıntıları yaşamamaları ise kıymetlerinden değildir.
Bu dünya da iyi insanların derecelerinin yükselmesi ve arınmaları için bir fırsattır. Şunu da unutmamak gerekirburası hizmet yeridir
ücret yeri değildir. Zorluk
zahmet çok olur.
Ama Rabbimizin rahmeti de bol olur.
Dikenler çok olsa da bir gülün güzelliğiher zahmeti
her çileyi unutturur.
Bir gül hatırı içinnice bin dikene katlanır bahçıvan. Mümin için dünya da böyledir. Burası ahiretin tarlasıdır. Dikeniyle uğraşma. Gülünü deren gider. Hayat yolu düz değil. Sen doğru yolda ve iyilik üzere ol.
Attığın her adımsöylediğin her söz
verdiğin her sadaka
Allah için olsun yeter. Gerçek iyilik
gerçek zenginlik de bu değil mi? İşte size harika bir kıssa:
Âlemlerin en sevgilisi Hz. Peygamber (sav.) anlatıyor:
VAKTİ zamanında bir adam; “Bu gece illâ ki Allah için birine sadaka vereceğim” deyip evinden çıktı ve sokakları dolaşmaya başladı. Karşıdan gelen bir adamın avucuna bir miktar para sıkıştırdı ve evine geri döndü. Sabah olunca köyün bazı yerlerinde toplanan insanların:
“Bu gece akılsızın birifalan azılı hırsıza bir avuç dolusu sadaka vermiş. Sadaka verilecek başka kimse yok muydu?” diye konuşup gülüştüklerini
olayı anlatıp alay ettiklerini duydu ve üzüntü içinde evine döndü. Kendi içinden şöyle dedi:
“Ey Allah'ımşükür sana lâyıktır
ben sadakayı senin için verdim. Bu gece yine sadaka vereceğim” diyerek
gece olunca yine evinden çıktı. Bir sokağın kenarında bekleyen bir kadına sadakasını verip evine geri döndü. Ertesi sabah halkın:
“Hayat kadınlığı yapıp hayasızlığı meslek edinmiş olan falan kötü kadına adamın biri sadaka vermişbu adam ne kadar akılsızdır
sadaka verecek başka birini bulamamış mıdır?” diye söylendiklerini
dedikodu yaptıklarını işitti. Adamın içinde bir burukluk meydana geldi. Adam evine gelip yine kendi içinden şöyle dedi:
“Allah'ımsana şükürler olsun. Ne olursa olsun ben sadakayı senin rızan için verdim. Bu gece yine senin rızan için sadaka vereceğim” diyerek
gece vakti evinden çıktı. Sokakta ilk rastladığı bir adamın avucuna sadakasını sıkıştırıp geri döndü. Sabah olunca bazı köylülerin; “Bu gece delinin biri
zengin bir adama sadaka vermiş” dediklerini
alay edip gülüştüklerini duydu. İçindeki üzüntü ile evine geri döndü ve şöyle dedi:
“Allah'ım sana tekrar tekrar şükürler olsun. Ben sırf seni hoşnut etmek için sadaka vermek istedim.
Birincisinde sadakamı bilmeden bir hırsıza vermişim. İkincisinde tanımadığım bir hayat kadınına vermişim. Üçüncüsünde ise sadakaya muhtaç olmayan zengin birine sadakam gitmiş. Ben hikmetini bilmesem desana yine şükürler ediyorum
” deyip uykuya daldı. Gece rüyasında ona şöyle seslenildi:
“Ey sadaka veren kişi! Verdiğin sadakaların her biri yerini bulmuştur. Hırsıza giden sadakanonu hırsızlıktan alıkoyacaktır. Zinakâr kadına verdiğin sadakan ise onu zinadan tövbe ettirecektir. Zengine verdiğin sadakan ise
ona ders olacak; kendisinin de malından sadaka vermesini sağlayacaktır.” (Buhari)
EVETgönülde yaşanan güzel hayatlar insanı cennette kılar. Gönül sahibi olanlar
bu dünyada o gönül hayatına ererler. Allahım şu mübarek günler hürmetine
hayrı ve hasenatı sadece Senin rızan için yapan kullarından eyle. Amin. Hz. Peygamber Efendimize sonsuza kadar salâtu selâm olsun..