Kaybettiğin Yerde Ara
Dağılıp gidiyoruz bir oraya bir buraya.
Bir parçamız geçmişin tozlu yollarında kalıyor,bir parçamızı emanet veriyoruz bir yüreğe.
Her parçamız bir köşe başında kaybolmuş sanki,yitirmişiz kendimizi.
Yaşam üstümüze geldikçe,kaçacak yer arıyoruz;ama nafile...
Kayıp bir şehrin,kayıp bir yolcusuyuz.Kim olduğumuzu bile unutmuşuz.
Birileri "kendini bulduğun yeri haber ver" diyor:nerede kaybettiğimi bilmiyorum ki,nerede bulunacağımı bileyim.İnsan nelerde ve nerelerde yitip gitmiyor ki..
Bazen bir bakış,bir ses,bir kelimede takılıp kalıyor.Bir kimsesizliğin ardına gizlenmiş,benim dediğimiz tüm yaşanmışlıklar.
"bulmak istediklerinizi,kaybettiğiniz yerlerde arayın" der bir sufi...
Bu sebeple haberdar olmalıyız kendimizden.
Duygularımız alıp başını gitmemeli,her bir şeyin ardından.
Aklı şehit düşmüş darmadağınık bir ordu olarak kalmamalı.
Öyleyse aradığımızda bulmak,arandığımızda bulunmak olmalı sancımız.
İnsan kendini yine kendisiyle bulmalı.
Kayboldum dediği yerde sobelemelidir,kendisiyle beraber herşeyini...
Nerede yakalarsanız kendinizi,orada tutun ki bir daha gitmesin.
Hayattan başka bir el,başka bir göz,başka bir söz beklenmemeli.
Yine odur,düştüğümüzde tutacak olan...Her düşeni tuttuğu gibi...
Ve kalkınca,üstümüzü silkeleyecek elleri de vermiş zaten.
Aradığımız sokakların adresleri yüreğimizde yazılı.
Bir okuyabilsek orada nelerin yazdığını...
alıntıdır...