Asil bir sukunetin dizi dibinde nefeslenmektir 'insallah'!!
Varlığın sarp yokuşlarında nefesi kesilir insanın.
Dudağına değince “İnşAllah!” sözü; varlığı yoktan var edenin, yokluğu hiç sebepsiz varlığa doğru genişletenin iradesinden nefeslenir.
Zamanın dar köşelerinde sesi eksilir insanın..
Sesini bürüyünce “İnşAllah!” kelamı, zamanı genişletenin, ömrü ebede bitiştirenin dilemesinden beslenir.
Gündelik telaşların hızla inip kalkan göğsünde aklı daralır, kalbi yorulur insanın.
Kalbini atınca “İnşAllah!”ın asude iklimine, aklı aklanır, kalbi durulur.
Dünyevî önceliklerin hazla gidip gelen sarkacında ruhu hoyratça savrulur insanın
Asil bir sükûnetin dizi dibinde nefeslenmektir “İnşAllah”...
“Ben benden ötesine teslimim...” diye/bilenin inşirahıdır “İnşAllah”.
Kendi varlığının yükünü zayıf omuzlarından atıp hafiflediğinin resmidir “İnşAllah”.
Kendini kendinden öte taşıyan/taşıran insanın kabuğunu zorlayışıdır “İnşAllah”..
“Ben buradayım ama burada kalmaya razı değilim...” diye/bilenin meydan okuyuşudur.
Dudak ile tebessümü birbirine yapıştıran sırdır “İnşAllah”...
İki kalb arasındaki soğuk mesafeleri eritip ısıtan ateştir “İnşAllah”...
Güneşin alevlerini gülün yanağına al al indiren serinliktir “İnşAllah”....
Kelimelerin suskun hecelerinin koynuna anlamlar sunan hikmettir “İnşAllah”...
Sesleri söze bürüyerek birbirine bitiştiren, kaynaştıran mayadır “İnşAllah”...
Varlığın alfabesinde dimdik duruştur
Yokluğun koynunda dupduru bir bakıştır,İNŞAALLAH..
ALINTI