***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Şeytan'in Kalbe Giriş Yollari
Şeytan'in Kalbe Giriş Yollari
Kalbin misali, bir kalenin misaline benzer. Şeytan, kaleye gir-mek isteyen bir düşmandir. Onu kuşatip sahip olmak ister. Kaleyi düşmandan korumak ancak kapilarini, giriş noktalarini ve kalede acilan delikleri korumak ve oralarda nöbet beklemek sûretiyle mümkündür. Kalenin kapilarini bilmeyen bir kimse, o kapilarin nöbetciliğini yapamaz. Bu bakimdan kalbi, şeytanin vesveselerin-den korumak farzdir. Hem de her mükellef kulun üzerine farz-i ayindir. İnsanin, sayesinde farza yetiştiği şey de farzdir. Şeytani defetmeye insanoğlu ancak onun giriş noktalarini bilmekle muktedir olabilir. Bu bakimdan onun giriş noktalarinin bilinmesi farzdir. Şeytanin giriş noktalari ve kapilari kulun sifatlaridir. Bu sifatlar pek coktur. Fakat biz kocaman yollar ve gecitler mesabe-sinde olan büyük yollarina işaret edeceğiz. O yollar ki binlerce as-kerin yürümesiyle dahi daralmaz. Bu bakimdan şeytanin büyük kapilarindan biri gazap (öfke) ve şehvettir. Çünkü öfke, aklin kandiricisi ve helâk edicisidir. Ne zaman aklin askeri zayiflarsa, şeytanin askeri hücuma gecer ve ne zaman insan öfkelenirse, şeytan onunla oynar, tipki cocuklarin topla oynadiği gibi...
Rivayet ediliyor ki İblis, Hz. Musa'ya (a.s) rastladi ve ona şöyle dedi: 'Ya Musa! Sen o kimsesin ki Allah Teala seni peygam-berliğine secmiş ve seninle konuşmuştur. Ben de Allah'in bir mahlukuyum. Günah işledim ve tevbe etmek istiyorum. Bu bakimdan rabbimin yaninda bana şefaatci ol ki rabbim tevbemi ka-bul etsin'. Musa (a.s) 'Olur' dedi, sonra dağa cikip rabbi ile konuştuğu zaman oradan inmek istedi. O vakit Allah Teâlâ,
54) Buhâri, Müslim
88 ihya-i Ulûm'id-Din
Musa'ya 'Ya Musa! Emanetini yerine getirdim. O halde git kendi-sine söyle, tevbesinin kabul olunmasi icin gitsin Âdem'in me-zarina (tâzim) secdesinde bulunsun'. Bundan sonra Musa (a.s), İblis'e rastladi ve kendisine dedi ki: Ya İblis! Senin dileğin kabul edildi. Tevbenin kabul edilmesi icin, Âdem'in kabrine secde et-mekle emrolundun'. Bu söz üzerine İblis öfkelenip böbürlendi ve dedi ki: 'Âdem hayatta iken ben ona (tâzim) secdesi yapmadim. Kaldi ki şimdi ölüdür. Şimdi ben ona secde mi yapacağim?' Sonra dedi ki: Ya Musa! Sen rabbinin yaninda benim icin şefaatte bu-lunduğundan dolayi senin bende bir hakkin vardir. O halde (o hakki ödemek icin sana şunlari tavsiye ediyorum): Beni üc şeyin yaninda hatirla! Böyle yaptiğin takdirde o üc şeyde seni helâk et-meyeceğim:
1. Öfkelendiğin zaman öfkenin benden geldiğini hatirla. Çünkü o anda benim ruhum senin kalbinde, gözüm senin gözündedir ve ben sende, kanin dolaştiği yerlerde dolaşmaktayim. Öfkelendiğin zaman beni hatirla! Çünkü insanoğlu öfkelendiği zaman ben onun burnuna üflerim, o âdeta ne yapacağini bilmez bir şaşkina döner.
2. Düşmanla karşi karşiya geldiğin zaman beni hatirla! Çünkü ben o anda âdemoğluna gelir, ona zevcesini, cocuğunu hatirlatirim. O arkasini düşmana cevirip kacincaya kadar, ya-kasini birakmam.
3. Sakin mahremin olmayan bir kadinin yaninda oturma! Çünkü ben o kadinin sana gönderilmiş elcisi olurum! Senin de ona gönderilmiş elcin olurum. Seni onunla ve onu da seninle fitne-lendirinceye kadar elcilik vazifeme devam ederim.
Şeytan bu sözüyle şehvet, öfke ve harisliğe işaret etti. Çünkü düşmandan kacmak dünyaya haris olmaktan ileri gelir. Şeytanin, Hz. Âdem'in ölüsüne secde etmekten kacinmasi ise haseddir ve hased de şeytanin giriş noktalarinin en büyüklerindendir.
Rivayet edildiğine göre, velilerden biri şeytana der ki: 'Âdemoğlunu nasil mağlup ettiğini bana göster!' Şeytan da ona şöyle cevap verir: 'Ben öfke ve hevâ-i nefis âninda onun yakasina yapişirim'.
Kitabu Şerh-i Acâib'il-Kalb 89
Hikâye ediliyor ki İblis bir rahibe göründü. Rahip, İblis'e şöyle sordu:
- İnsanoğlunun hangi ahlâki sana daha yardimcidir?
- Hiddeti! Çünkü kul, hiddetli olduğu zaman, cocuklarin topu evirip cevirmesi gibi biz de kendisini evirip ceviririz.
Şeytanin şöyle dediği rivayet ediliyor: 'Âdemoğlu nasil beni mağlup edebilir? Zira o razi olduğu zaman, ben gelir kendisinin kalbine oturuncaya kadar ona yaklaşirim. Öfkelendiği zaman da onun kafasinda karar buluncaya kadar ucarim!'
Şeytanin büyük kapilarindan biri de hased ve hirstir. Bu bakimdan kul ne zaman herşeye karşi haris ise, harisliği onu şeylerin ayibini görmekten kör ve duymaktan da sağir eder. Zira Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Bir şeyi sevmen, seni hem kör eder, hem sağir! (Onun ayibini görmekten seni kör, kusurunu dinlemekten de sağir yapar).55
Basiret nûru ile şeytanin giriş noktalari bilinir. Ne zaman ha-sed ve hirs basireti örterse, artik insanoğlu şeytanin giriş nokta-larini görmez olur. O zaman şeytan firsati elde eder ve haris bir kimseye şehvete götüren her şeyi güzel gösterir, hatta şehvete gö-türen şey münker ve fahiş olsa dahi...
Rivayet ediliyor ki Hz. Nuh (a.s) gemiye bindiği zaman, her canlidan bir cifti gemiye aldi. Nitekim böyle yapmasini Allah ken-disine emretmişti. Bu esnada gemide tanimadiği bir ihtiyar gördü. Nuh (a.s) bu ihtiyara 'Seni buraya getiren nedir?' diye sordu. İhtiyar 'Ben buraya senin arkadaşlarinin kalplerine vesvese ver-mek icin girdim, ta ki onlarin kalpleri benimle, bedenleri seninle olsun!' dedi. Bunun üzerine Nuh (a.s) ona 'Ey Allah'in düşmani! Gemiden cik! Çünkü sen Allah'in rahmetinden uzaklaştirilmiş bir mel'unsun' dedi. Bunun üzerine İblis, Hz. Nuh'a dedi ki: 'Beş şey vardir, onlar vasitasiyla insanlari helâk ederim. Onlardan üc