***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Hastalıklardan, cinlerden ...vb zararlardan korunmak amacıyla Muska veya Cevşen
Hastalıklardan, cinlerden ...vb zararlardan korunmak amacıyla Muska veya Cevşen takılmasının sakıncası var mıdır?
.........
Elbette! Bir Müslüman'ın böyle bir inanca sahip olarak, bu tür şeyleri taşıması tevhid inancına tamamen aykırıdır.
Bir kısım ayet ve süreleri, hastalığın türüne göre derleyip, bir muska biçiminde boyuna asmak kesinlikle doğru değildir. Böyle bir şeyin “beni zarardan korur” diyerek boyna asılması Allah’a şirk koşmaktan başka bir şey değildir. Kur’an-ı Kerim’in ayetlerini istismar eden ve bu istismarlarıyla da maddi menfaat elde eden istismarcılardan bir tanesi de muskacılardır. Muskacılar yazdıkları muskaların; boyuna asılması ve üstte taşınması sonucunda bazı hastalıkları ve kötülükleri uzaklaştıracağını iddia ederler. Onlar, muskanın, muskayı taşıyan şahısları cin ve şeytanlardan koruyacağını da iddia ederler. Bazı muskacılar halkın cehaletinden faydalandıkları için kağıtlara yazdıkları saçma sapan işaretlerle muskacılık yaparlar. Ancak bazı muskacılarda var ki, bunlar Kur’an-ı Kerim’in ayetlerini istismar ederek muskacılık yaparlar. Bu muskacılar yaptıkları sahtekarlığa, Kur’an-ı Kerim’deki “ Biz Kur’an’dan mü’minlere şifa ve rahmet olan şeyleri indiririz...” (İsra suresi 82. ayet) ayetini delil olarak gösterirler. Bazı muskacılarda, eski alimlerimizin bu konudaki te’villi fetvalarını kullanarak Muskacılığa başlamışlardır. Eski alimlerimizin bazıları “şu şu şartlarda Muska caizdir,” diyerek adeta şartlarına uyulduğunda Muska’nın yapılabileceği açıklamışlardır. Muskacılarda bu fetvalara yapışarak muskacılık yapmışlardır. Bu fetvalara itibar eden Müslümanların büyük bir çoğunluğu muskacıların tuzaklarına düşmekten kurtulamamıştır. Bu tuzaklara düşen Müslümanların boyun aksesuarı haline gelen bir özel muska var ki, bu muskanın adı cevşendir. Son zamanlarda, Müslümanlar arasında cevşenin kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. O’nun deri kılıflısı-metal kılıflısı, yaldızlısı- yaldızsızı, okunanı-taşınanı gibi birçok çeşidi vardır. Çünkü, bu istismarı yapanlar onun her türlüsünü satarak kendilerine maddi menfaat sağlamaktadırlar. Bize göre cevşenle ilgili aktarılan bilgilerin tamamı uydurmadır. Zaten bu rivayetleri nakledenler bile bu rivayetlerin sahih bir senedi olmadığını kabul etmektedirler. Fethullah Gülen’in Prizma adlı kitabının 1. cildinin 147-151 sayfalarında cevşen’in meşruluğu ispatlanmaya çalışılmış ama ne yazık ki “Hakim’in Müstedrek’i dışındaki hiçbir Sünni kaynakta cevşene ait ibare ve ifadelerin birkaçına bile rastlamadığını “ itiraf etmek zorunda kalınmıştır. (Prizma Fethullah Gülen Cilt:1 Sayfa:148) Aynı Cevşenin Şia’nın muteber hiçbir hadis kitabında bulunmadığını da burada ayrıca ifade edelim. Şimdi cevşen hakkındaki bilgileri diyanetin İslam ansiklopedisinden aktaralım. “Cevşen kelimesi sözlükte; bir tür zırh, savaş elbisesi demektir. Anlatıldığına göre Asrı saadette cereyan eden savaşların birinde(bir rivayete göre Uhud’da) “Cebrail, Hz Peygambere zırhını çıkar bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır.” Demiştir. Şii kaynakları Cebrail’in, bu dua ile birlikte faziletini de peygambere bildirdiğini kaydederler. Bu rivayetlere göre; Allah cevşeni dünyayı yaratmadan 50.000 yıl önce arşın direkleri üzerine yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Çevşen ile Allah’a münacatta bulunan kimseye Bedir şehitleri derecesinde 900.000 şehid sevabı verilir. Bu duayı kefenin üzerine yazan mü’min ise azap görmez. Onu okuyan kimse dört semavi kitabı okumuş gibi olur; her harfi için kendisine Cennette iki ev iki zevce verilir. Ayrıca insandan ve cinlerden bütün mü’minlerin ki kadar sevap kazanır, asla cehenneme girmez.” (Daha fazla bilgi için Diyanet Vakfı yayınlarının çıkarmış olduğu İslam ansiklopedisinin Cevşen maddesine bakınız.) Aktardığımız bu nakilleri okuyan okuyucular; “bunların doğruluğuna aklı başında olan kimse inanmaz” diyeceklerdir. Ama yanılıyorlar! Bu hikayelere tarihte hurafeci bazı Şiilerle, bazı hurafeci Sünniler inanmışlardır. Şii kaynaklarından alındığını yukarıda belirttiğimiz bu hikayeleri Sünni olan Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi almış ve Mecmu’atu-l Ahzab adlı eserinde nakletmiştir. Daha sonra asrın müceddidi olduğu sanılan bir kişi bu hikayeleri almış ve kendi talebeleri arasında yaymıştır. Bu yanlış yaklaşımın sorumluları bir yana, günümüzdeki birçok hocaefendi bu yanlış yaklaşıma ses çıkarmayarak onların sorumluluklarını paylaşmaktadırlar. Bize göre şartlar ne olursa olsun, bir kısım ayet ve süreleri, hastalığın türüne göre derleyip, bir muska biçiminde boyuna asmak kesinlikle doğru değildir. Böyle bir şeyin “beni zarardan korur” diyerek boyna asılması Allah’a şirk koşmaktan başka bir şey değildir. Yukarda açıkladığımız cevşenin hükmü de muskanın ki ile aynıdır.
alıntı