EHL-İ BEYT'İN SÖZLERİNDE RESULULLAH (S.A.A)
1) Hz. Emir'ül-Müminin Ali (a.s):
"Ey yayılacak şeyleri yayan, ey yüceltilecek şeyleri yücelten, ey gönülleri yaratılışına, istidadına
göre kötü yahut iyi kabiliyette yaratan, kulun ve resulün Muhammed'e en yüce rahmetlerinle
rahmet et, en bol bereketlerinle bereketler ver. Odur, kendinden önce gelip geçen peygamberlerin
sonuncusu, kapanmış şeyleri açan, hakkı hak üzere ilân edip yayan, ortaya koyan. Odur batılların
coşup köpürüşlerini gideren, sapıklıkların saldırışlarını kırıp geçiren. Peygamberliği yüklenmiştir de
senin emrini yerine getirmiştir; tez davranmıştır da rızan neredeyse, neye yönelikse onda acele
etmiştir. İlerlemekte geri kalmamıştır; azminde gevşek davranmamıştır. Vahyine mazhar olmuş,
onu bildirmiş, ahdini yerine getirmiştir; emrin ne ise o yola gitmiştir. Sonunda din ateşini yalım
yalım alevlendirmiş, ana yoldan gitmeyenlere yol göstermiştir de gönüller, sınanmalara, suça
batmalar uğradıktan sonra hidayete ermiştir. Apaçık bayrakları dikmiştir, apaydın hükümleri
bildirmiştir.
Odur emniyete eriştirilmiş, güvenliğe kavuşturulmuş eminin. Odur senin gizlenmiş, saklanmış
bilginin hazinedarı. Odur herkese yaptığının karşılığı verilecek günde tanığın. Odur hak üzere
gönderdiğin. Odur halka gönderdiğin resulün.
Allah'ım, manevî gölgende geniş mi geniş bir yer ver ona, ihsanından olasıya hayırlar üstüne
hayırlar ihsan et ona. Allah'ım, kurduğu yapıyı yapı yapanların yapılarından daha yücelt; derecesini
katında yükselttikçe yükselt; ışığını ışıttıkça ısıt; onu elçi olarak gönderdiğinde karşılık tanıklığını
kabul et; sözünü razılığınla makbul et, sözü adalete tam uygun olsun, gerçeği batıldan ayırsın,
bölsün. Allah'ım, güzel yaşayış, nimetler elde ediş yurdunda, dilenen zevklere, istenen lezzetlere
nail olarak, tam inanca, yücelikler bağışlarına kavuşarak onunla bizi buluştur, bizi ona
kavuştur."[1]