***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Kafkasya'nın direnişi..!!
Kafkasya'nın direnişi..!!
Kafkasya’da yapılan savaşların çoğunluğu özgürlük ve işgalcilere karşı yapılmıştır. Tatar-moğol ordularıyla başlayan işgaller rus ordularıyla devam etti. Çeçen halkı da bunlara karşı Allah’ın kendilerine verdiği özgürlüğü savunmak zorunda kaldılar. Rusların XVI-XVII yy. da geliştirdiği ve uygulamak istediği feodal sistem Çeçenistan’da savaşların başlanmasına neden oldu. Rus işgalciler önce Kafkasya sonra da kuzey Kafkasya’yı yavaş yavaş işgal ederek feodal sistemi uygulamaya başladılar ve Çeçenistan sınırına kadar kuşattılar. Bazı Kafkas halkları bu sisteme karşı direndiler fakat bazı kafkas halkları ise hiç tereddüt etmeden bu sistemi kabullendiler. Kafkas halklarından başta Çeçenistan olmak üzere kabardeyler, ubıhlar, adıgeyler, şapsığlar, kumuklar silahlanarak rus işgalcilere karşı direnmişlerdir. Rus güçleri tüm Kafkasya’da genç, yaşlı, çoluk çocuk demeden işkence ve soykırıma başladılar ve bazı köyleri yakarak tamamen yok ettiler. Kafkasya’da ubıhlar tamamen soykırıma maruz kalarak yok edildiler sağ kalanlar ise sürgün edildiler.
Rus güçlerine karşı en büyük direnç Çeçenistan’da oldu bunun nedeni ise çeçen halkı kendi aralarında organize olarak savaştılar. Çeçen halkının rus güçleriyle ilk çatışması XVI yy.’ın sonu XVII yy.’ın başlangıcında oldu. İlk askeri birliği Boris Godunov komutası altında Kafkasya’ya girdi Kafkas halkları birleşerek çatışmaya girdiler ve rus birliğini geri püskürttüler. Rus birliğinin Kafkasya’ya ikinci saldırısını rus çarı I. Petr kumata etti. İkinci saldırının ilk savaşı Çeçenistan’ın Enderi köyünde oldu ve çeçen halkı rus birliğini tamamen yok etti.
Ünlü İngiliz tarihçi Jhon Badli: “Rus güçleri ve çeçen halkı arasında yaşanan ilk vahşi ve kanlı çatışmanın geçtiğini, bundan sonraki 130 yıl boyunca bu çatışmaların böyle devam ettiğini” söylüyor.
Bu çatışmalarda rus güçleri çok büyük kayıplar vererek geri çekildiler 1725’te rus çarı I. Petr’ın ölmesiyle ruslar 40 yıl boyunca Kafkasya hayallerini ertelediler. Ancak 40 yıl sonra çariçe Katerina tarafından bu defa da Kafkasya’nın güneyine saldırılar yapılması emri verildi. Rus vahşeti dinmek bilmiyordu, İngiliz tarihçi Jhon Badli noğayların 1783’te ruslar tarafından soykırıma uğrayışını şöyle anlatıyor: “Noğaylar Rusya’nın Feodal sistemini kabul etmişlerdi, çariçe Katerina da noğayları Kafkasya’daki bölgelerinden çıkartarak Rusya'daki Volga ve Ural nehirlerinin çevresine yerleştirmek istedi ancak noğaylar da bunu kabul etmeyerek rus işgalcilerine karşı koymak istediler. Fakat rus güçleri karşı koymak isteyen herkesi öldürdü”.
Şeyh Mansur:
Bu yıllarda çeçen halkı rus güçlerine karşı çatışma içindeydiler. Bu çatışmalarda çeçen halkının liderliğini Şeyh Mansur (Uşurma) yapmaktaydı. Şeyh Mansur 1760 Aldı köyü doğumlu, ailenin dördüncü çocuğuydu. Gençliğinde bir müddet çobanlık yapmıştır, halk arasında çok sevilen birisiydi. Mansur okumamış olmasına rağmen insanların piskolojisinden çok iyi anlayan ve çok iyi konuşabilen, konuştuğu zaman karşısındakileri etkileyebilen bir insandı. Mansur halk arasında dini konuşmaları yaparak, halkların eşitliğinden bahsederdi ve hakkın adaletinden. Şeyh Mansur’un konuşmaları yavaş yavaş Kafkasya’da yayılmaya başladı, bu konuşmaları dinleyen halklar Mansur’la hemfikir oldular. Şeyh Mansur’un çizdiği güzel ve zorlu bir yol vardı. Tüm Kafkasya’yı İslam bayrağı altında birleştirip bir devlet kurmak ve İslam hukukunu uygulamaktı.
Kafkasya’nın İslam bayrağı altında bir devlet kurmasından rus emperyali çok korkuyordu ve bu devletin kurulmaması için elinde gelen her şeyi yapıyordu. Rusya, Kafkasya’da insanlara Mansur’un sözlerine inanmamaları için baskılarda bulundu hatta Mansur’a inananların sonunun kötü olacağı konusunda mesajlar vermekten de çekinmedi. Kafkas halkları tarafından bu mesajlar umursanmayınca rus generali Potyomkin tarafından Çeçenistan’a büyük birlikler gönderildi, bunların amacı Çeçenistan’daki köyleri ele geçirip Şeyh Mansur’u yakalamaktı. Birliklerin geldiğini haber alan çeçen halkı köylerden dağlık bölgelere çekilerek pozisyon aldılar, ruslar birkaç köyü yakıp köyde kalan birkaç kişiyi öldürüp geri dönerken çeçenler tarafından büyük bir saldırıya uğradılar. Bu saldırıda oradaki rus ordusu tamamen yok edildi, çeçenlerin bu büyük zaferi tüm Kafkasya’ya yayıldı.
Bu zaferden sonra diğer kafkas halkları da Çeçenistan’a yardımda bulunarak destek verdiler ve Şeyh Mansur tüm Kafkasya’nın imamı olarak kabul edildi. 1785’in sonlarına doğru Şeyh Mansur’un yanındaki mücahitlerin sayısı yaklaşık 10 bin olmuştu.
Ünlü rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy’un “Hacı Murat” adlı romanında Şeyh Mansur’dan şöyle bahsediyor. Mansur Kafkasya’nın imamı kabul edildikten sonra halk tarafından çok sevilmişti, Mansur Kafkasya’nın köylerinde gezerek insanlarla sohbet eder, onların dertlerini dinlerdi. İnsanlar içki ve haram olan şeylerden uzaklaştılar ve hatta birçoğu kan davalarından bile vazgeçti. O zamanlarda yollarda bile bulunan para ve benzeri eşyalar orada bulunan bir direğe asılırdı, sahibi geri dönerse bulabilsin diye.
Mansur o dönemlerde başaralı birçok saldırı düzenledi. 1790 yılında Osmanlı ordusuyla birlikte savaşmak için Osmanlı sınırına geçmişti. 8 haziran 1791’de general Gudoviç’in komutası altında ordular Mansur’a karşı saldırıya geçtiler. Ruslar yaptıkları büyük bir saldırıyla 22 haziran’da Şeyh Mansur’un bulunduğu Adigey bölgesindeki Anapa şehrini ele geçirdiler. Mansur patlayıcıların bulunduğu yeri patlatmak istemiş fakat bunu başaramayınca, bu büyük saldırıda ruslar Şeyh Mansur’u da yaralı olarak rehin aldılar. Shlisselburg kalesinde rehin bulunan Şeyh Mansur 13 nisan 1794’te vefat etti.
1785-1791 tarihleri arasında rus güçleriyle yapılan çatışmalarda büyük kayıplar verdirerek, rus işgalciliğine büyük bir ders verilmiştir. Bu çatışmalar tarihte çok önemli bir yer almıştır.
Rus arşivinden çeviri "Busulb Toba" tarafından yapılmıştır.