5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Bu da Benim Örtünme Hikâyem

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.288, Level: 46
    Points: 5.288, Level: 46
    Level completed: 69%,
    Points required for next Level: 62
    Level completed: 69%, Points required for next Level: 62
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    fetih28 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    23
    Points
    5.288
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Bu da Benim Örtünme Hikâyem

    Sadece okulla kalsa mesele, belki de çekilir. Fakat hayır, böyle olmadı. Okuldaki öğretim görevlilerinin yanı sıra, sırf bu yeni örtünme şeklim sebebiyle, yakınlarım da beni dışladı.
    Genç bir kızdım. Koca bir şehirde yalnızdım ve başıma tatsız olaylar gelmişti. İnsanlar terbiyesiz, ahlâksız ve fütursuzdu. Yaşadıklarım beni, daha fazla gizlenmem gerektiğine inandırdı.
    Biricik amacım, başıma gelenlerden daha beter bir durum yaşamamak ve birilerinin, benden ötürü günaha girmesine mâni olmaktı. Oysa sırf bu tercihim sebebiyle, annemden bile olmadık laflar işittim.
    Canlarım benim... İnanabilselerdi iyi niyetime, böyle yaparlar mıydı hiç? Ben onların bir tanecik kızıydım. Babam çok edepli ve temiz bir adamdı ve birilerinin kızına ya da hanımına, ömrü boyunca tek bir laf atmışlığı yoktu. Bu sebeple, başıma gelenleri anlayamadı. Annem gençliğinde hiç, benim yaşadığım tarzda imtihanlar yaşamamıştı ve:
    “–Bana niye kimse bakmadı, bana niye kimse lâf atmadı!..” diyerek, hâlimi anlamadığına dâir işâretler verdi.
    “Dul kadın gibi giyinmek”le, “bir öcüye benzemek”le ve daha birçok tuhaflıkla itham edildim. Okuldakiler ve evdekiler beni, alışveriş yaparken karşılaştığım o çocuk kadar tebessümle karşılayabilselerdi, her şey bambaşka olurdu:
    Küçük çocuk bana bakıp:
    “–Niye yüzünü örtüyorsun?” diye sormuştu. Ona:
    “–Çünkü böyle daha mutlu hissediyorum.” dediğimde:
    “–Yaa, tamam o zaman!..” diyerek, tatlı bir gülücükle karşılamıştı.
    Evet, mesele buydu aslında… Bu benim tercihimdi ve böyle mutluydum. Kimseye karşı değildim. Bu tavrım, inat da değildi. Sadece kendimden yanaydım ve ayıp bir şey de yapmıyordum.
    İnsan, diyorum, iyi niyetinden ötürü bunca asılıp kesilirse, acep, kusurundan ötürü ne edilir ki?
    Hayır, hayır, sordum; ama, merak etmiyorum aslında… Öylesine sordum. Zîrâ, yarın bir gün:
    “–İşte biz kusurundan ötürü insanı böyle ederiz!” demesini istemem Rabbimin… Kusurlarımı bugüne kadar yaptığı gibi, bu günden sonra da örtmesini dilerim.
    Bu durumda, yani kendi âileme dahî anlatamamışken bir zamanlar derdimi, şimdi, birileri başımdaki örtünün sebebini kavrayamamış; mânâsından geçtim, daha ismini bile öğrenememişlerse, inanın çok fazla yadırgamıyorum.
    Bu arada, nedir örtümün adı: Başörtüsü!.. Türban değil…
    * * *
    Okuldan mezun olduğumda, “Allah kurtardı.” dedim ve üniversiteye devam etmekte olan bütün tesettürlü genç kızlar için, yıllarca aynı duâda bulundum:
    “–Allah kurtarsın!..”
    Açıkçası, şimdiki duâm daha farklı:
    “–Allah düşürmesin!”
    Çünkü bugünkü hâliyle üniversiteye girmek, bir nevî “iki araya, bir dereye” düşmektir. Sadece bundan on beş yıl önce, kendi okuduğum üniversitenin bahçe manzaralarını hatırladığımda bile, haklı olduğumu derinden hissediyorum. Tarih hocamız, o manzarayı bir gün derste şöylece özetlemiş ve beni çok şaşırtmıştı: “Nisan-Mayıs ayları, gevşer gönül yayları, bahçeler bağlar bekler, bayanlarla bayları…”
    Hemen şimdi aklıma; “Bir hilâl uğruna yâ Râb, ne güneşler batıyor.” mısrası geliverdi. Yalnız ufacık bir farkla; “Etiket uğruna yâ Râb, ne güneşler batıyor!”
    İlâhî, aklım da pek bir âlem…
    * * *
    Döneyim kendime… Yeni kılığımla, yani, sadece alnımın bir kısmı ve buruncuğum ortadayken, rahat ettim mi? Hayır. Bir gün, böyle örtünmüş okula giderken, yanımdan geçen iki adamın terbiyesizce:
    “–Kim bilir içinde neler var?!” diyerek lâf attığını duyduğumda, elbette târifsiz bir rahatsızlık kapladı her yanımı… O vakit:
    “–Yâ Rabbi, ben daha ne kadar örtünebilirim? Bunlar hasta… Sen bu hasta kullarına şifa ver.” diyebilmiştim.
    Birkaç sene sonra, onların merakını bu derece güçlendirecek bir örtünmenin de çok doğru olmadığına yattı gönlüm.
    Demem o ki, tesettürün gerekliliğini ve ne şekilde olması gerektiğini, âyet ya da hadislerle emredildiğini daha bilmezken, Allah bana, çevremdeki yabancı insanların lâfları ve edepsizlikleriyle anlattı. O an ağır, yıpratıcı ve küçük düşürücü gelmiş de olsa, netice itibarıyla yaşadıklarım beni olgunlaştırmıştır. Bilmeden beni eğiten o yabancıları da, sırf bundan ötürü severim. Umarım, her biri, hayırlar içinde bulunuyorlardır.
    Çok değil, iki yıl kadar sonra, öğretmenlik mesleğine böyle pür tesettür başladığımda, pek idealisttim. Aldığım paranın hakkını verecektim. Deli gibi çalıştım. İkinci yıl geldiğinde, bir gözlük bahâne oldu, peçemi açtım. Ardından, beyaz önlükle derslere girmeye başladım. Müfettişler geldiğinde âdî bir suçlu gibi yemekhâneye kaçıştım. Üniversitede verdiğimiz saçma sapan savunmalar yetmemiş gibi, bir de öğretmenlik yaparken, bunları yaşamak çok ağır geldi. Bir yandan, borçlarımız vardı ve paraya da ne çok muhtaçtım?!
    Sırf kendim olarak kalabilmek ve inançlarımı huzur içinde yaşayabilmek adına istifa ettiğimde, kırık, yorgun ve sinirleri bozuk biriydim. Üstelik artık, önceki iyi niyetimi kaybetmiş, aldığım paranın hakkını vermek şöyle dursun, “Zaten ne alıyorum ki?” der olmuştum. Kabuğum da, özüm de zaafa uğramış, ibadetlerim iyice aksar hâle gelmişti.
    Bu hâldeyken istifamı vermek sûretiyle, kendi çapımda öğretmenlikten ev hanımlığına hicret ettim. Durum bu minvaldeyken dahî, başını açarak devam etmeyi fedâkârlık değil, “tâviz” olarak görüyorum. Her tâviz, yeni bir tâvizin dâvetçisi… Bunun da ötesinde, insanın vicdânını ve kalbini yaralayan bir bıçak gibi… İnsan, kendine ters düşerek nasıl hizmet edebilir? Bizim dönemimizde, tıp fakültesinde okumakta olan bazı arkadaşlarımı hatırlıyorum şimdi. Nasılsınız diye sorduğumda:
    “–Geleceğimizi hazırlıyoruz işte... Geleceğimiz kaldıysa tabiî!..”diyerek, pek kederli bir yüzle cevap vermişlerdi.
    Tâviz, gücünü alır insanın... Fedâkârlık ise, gücüne güç katar. Dünyanın bir sahibi var. Ve benden istediği, dünyaya değil, kendisine kul olmam… Dünyayı kurtaracak olan da, batıracak olan da O… O hâlde ben, üzerime düşeni yapmalı ve emre mutî olmaya çalışmalıydım. Ne zaman ki, her ay almakta olduğum öğretmen maaşını bir kenara itip istifa etmek nasip oldu, rızık kapılarım da, huzur kapılarım da, hizmet kapılarım da ondan sonra açıldı. Allah, bütün kapıları elinde bulundurandır. Sanki şunu duydum: “Sen bir emrim için bir kapıdan geçtin ya, işte al kulum, dilediğinden gir, işte sana bin kapı…”
    Bugün, yıllardır başını örten, fakat şuurlu olarak örtünmeye başlaması üniversite yıllarında nasip olan, biriyim. Şuurlandıktan sonra dayatmayla iş yapmadım. Zaten, başımı örtmemle ilgili babacığımın iyi niyetli çıkışları dışında bir zorlamayla ömrümce hiç karşılaşmadım. Biricik dayatma, inançlarıma karşı çıkan, görüntümü ve dünya görüşümü hazmedemeyen, dar görüşlü birtakım insanlardan geldi. İşin tuhaf tarafı, o zavallıcıklar dahî, sanırım kendilerince iyi niyetliler ki, yaptıklarının adını “aydınlığa çıkarmak” koyuyorlar. Yani onlara göre, bir kadın başını açarsa, tüm prangalardan kurtulur.
    Yaşadıklarımla, bir hanım için örtünmekten daha hayırlı bir tercihin olamayacağını kavramış bulunuyorum. Üstelik zaman içerisinde, bu hususta âyetle sâbit bir emir bulunduğunu, hadîslerin de âyetle paralel mesajlar verdiğini, yani inanan bir Müslüman hanımın, örtünmeyi Allâh’ın bir emri olarak kabul edip uymaya çalışması gerektiğini öğrendim. Dolayısıyla, “Atın başınızdaki örtüleri!” diye feryat-figan dolananların hâlini tuhaf buluyor ve umursamıyorum.
    Sadece bedenimi örtebildiğim, sadece bu hususta vicdanım rahat olduğu için, “sütten çıkmış bir ak kaşık” mıyım, hayır, değilim. Toparlamam, düzeltmem, tevbe etmem gereken nice hâllerim var. İnsanım. Ve bu “Namuslu, iffetli, zararsız, emre mutî bir kul olmaya çalışıyorum.” demektir.
    Başımdaki örtüyle uğraşmaktan bıkmamış olanlara diyecek sözüm şudur: “Evet, o bir bez parçası olmanın ötesindedir. Evet, o bir simgedir! Her âyeti tastamam yaşayamasam da, tesettürle ilgili emri dikkate aldığımın bir simgesidir! Nefsimle her hususta savaşmakta olup, bazen zaferler, bazen yenilgiler yaşasam da, bu bez parçası benim, Allâh’ın rızası yolunda yürüyen bir karınca olduğumu haykırmamdır! Tam teslîm, sekînete ermiş biri değilsem de, hâl diliyle, «Ben Müslüman bir hanım olmaya çalışıyorum.» deyişimin simgesidir!
    Evet! Var mı îtirazı olan!? Başörtüm bir simgedir! Ama birilerinin sandığı gibi bir çıkarın, bir dünyalığın, bir kavganın değil; bir inancın, bir tercihin, bir vicdanın simgesidir! Beğenin veya beğenmeyin, kendi öz tercihimdir, başımdadır ve Allah ayırmasın, hep başımda taç olarak kalacaktır!”
    Başlarını açanlara diyecek bir sözüm yok… Zîrâ onlar arasında, hâlleri, ibâdetleri, güzel gönülleri ile beni beşe katlayacaklar çoktur. Lâkin her hayra muhtaç olduğumuz bir zamanda, hangi emrin bir ucuna tutunup da itaatkâr olabiliyorsak, o kadar iyidir. Dilerim, onların görünen eksiklerini, benim de görünmeyen eksiklerimi, Rabbim katından bir lutufla tamama erdirsin.
    Artık, dışarı çıktığımda, herkesin bana baktığını sanmıyorum. İnsanların hâlâ kendi dertleri, sevinçleri var ve açıkçası, başımı örtmem ya da açmam, kimsenin hayatını etkilemiyor.
    “Başörtülerinizi açın, özgürleşin!” safsatalarıyla çocuk kandırmaya çalışan birkaç kişi, varlığımı hazmedememişse, bu da onların kendi meselesi... Yine de bir Müslüman olarak, bundan kayıtsız kalmıyor, onların “kabızlıkları” için, Hak katından âcil şifalar diliyorum…
    Vesselâm…




    Neslihan Nur Türk

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Bu da Benim Örtünme Hikâyem

    Müslüman bir ülkede yaşanan utanç verici bir örtünme hikayesi,üzülerek okudum,RABBİM örtü düşmanlarına yine de hidayet versin diyorum.kalplerine ALLAH korkusu ve iman gücü versin....

    paylaşımın için teşekkürler kardeşim.emeğine sağlık...

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.691, Level: 43
    Points: 4.691, Level: 43
    Level completed: 71%,
    Points required for next Level: 59
    Level completed: 71%, Points required for next Level: 59
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Esin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Yer
    şanlıurfa (Bursa)
    Mesajlar
    64
    Points
    4.691
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Bu da Benim Örtünme Hikâyem

    Allahım banada nasip etsin inşallah müslüman bir ülkede başörtü sorununun yaşanması utanç verici Allah hidayet etsin.

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Bu da Benim Örtünme Hikâyem

    acı ama gerçek bende kocaman bir yazık diyorum Rabbim hidayet versin...


    Seni çok Özledim Annem

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Bu da Benim Örtünme Hikâyem

    enet acı ama gerçek hep karşılaşıyoruz rabbim hidayet versın herkese

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

Benzer Konular

  1. BAŞÖRTÜSÜ ve ÖRTÜNME*
    By SiLa in forum Tesettür
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 16.08.08, 11:28
  2. İlk örtünme nasıl başladı?
    By SiLa in forum Tesettür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.07.08, 10:06
  3. Örtünme Çağrısı - Mehmet Göktaş
    By Konyevi Nisa in forum Kitap Tavsiyeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.07.08, 15:42
  4. İslam Kaynaklarında Örtünme
    By es_ra in forum Tesettür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.06.08, 12:35
  5. Sahabi hanımlar örtünme emrini nasıl uyguladılar?
    By Konyevi Nisa in forum İslamiyette Kadın
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 08.06.08, 16:17

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •