***
DIÞARDA
Points: 155.310, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


ODTü'deki HocA Ýle öðrenci Arasýndaki Allah
Bir arkadaþým ODTÜ felsefe bölümünde okurken bir dönem bilim felsefesi dersini almaya baþlýyor . Dersin hocasý da konusunda Türkiye çapýnda bir kiþi. Ancak inançsýz. Ve daha ilk dersinde " arkadaþlar" diyor, "Allah'ýn varlýðý bir varsayýmdan ibarettir, aslýnda böyle bir þey yok, ama müslümanlar iþlerine geldiði için bir Allah'a inanmýþ, sonra da bütün düþüncelerini bu varsayým üzerine bina etmiþler. Aslýnda bu, temelde sadece bir kabulden ibarettir."
Bunun üzerine arkadaþým itiraz ediyor ve "hocam" diyor, "sizin dediðiniz gibi deðil. Biz müslümanlar akýl ve mantýkla iman ediyoruz. Ve Allah'ýn varlýðýný, birliðini aklen, mantýken ispata hazýrýz."
Hoca "hele bir ispat et bakalým, nasýl yapacaksýn?" diyor. Ve arkadaþým anlatmaya baþlýyor:
-Bir harf katipsiz olmaz, bir iðne ustasýz olmaz, bir köy muhtarsýz olmaz, deðil mi?
-Evet ?
-Öyle ise, bir harf bile katipsiz olmuyor da, nasýl olur þu muhteþem kainat kitabýnýn bir yazarý olmaz? Bir iðne bile ustasýz olmuyor da nasýl olur þu kainat fabrikasýnýn mükemmel bir ustasý olmaz? Bir köy bile muhtarsýz olmuyor da nasýl olur þu koca kainat þehrinin bir yüce idarecisi olmaz?
O yaratýcýyý tanýmanýn yolu da çok basit. Mesela bir mektup, dikkatli bir okuyucu için, onu yazaný tarif eder. Mektubu yazaný görmesek de kiþiliðini, isteklerini, ruh halini, ilgi alanlarýný , mesleðini, mevkiini mektubundan anlayabiliriz. Tabii usulünü biliyorsak. Aynen öyle de; bu kainat, Allah'ýn bizlere kendisini tanýttýrmak için yazdýðý mektuplarla doludur. Her bir aðaç, bulut, çiçek, hayvan, yani gördüðümüz her þey bize yaratýcýsýný tarif ediyor. Okumasýný bilirsek tabii.
Hoca beklemediði bu izah karþýsýnda þaþýrýyor. Sonra da "Ama bu yaptýðýnýz bilimsel bir izah deðil." diyor. Arkadaþým ise bir karþý soru ile konuyu açmaya devam ediyor.
-Hocam siz atomun varlýðýna inanýyor musunuz?
-Herhalde, niye sordun ki?
-Peki deliliniz nedir? Atomu gördünüz mü, veya gören var mý?
-Tabii ki atomu gören yok, zaten biz atomun varlýðýný direkt deðil, indirekt yoldan biliyoruz. Mesela Rutherford ve Geiger altýn plakaya çarpan alfa taneciklerinin izlerine bakarak atomun yapýsýný anlamýþlardýr . Yani atomu oluþturan parçacýklarýn iz ve etkilerinden hareketle atomun varlýðýný ve yapýsýný anlýyoruz. Bu tarz ispata da çýkarým (inference) yolu diyoruz .
Hocanýn bu açýklamasý üzerine arkadaþým gülerek "açýklamalarýnýz için teþekkür ederim hocam. Demek ki az önce Allah'ýn varlýðýný ispat için anlattýðým delil de, atomu ispat için kullanýlan delil gibi, çýkarým (inference) yolu ile ispat oluyormuþ ve bilimsel bir ispatmýþ" diyor.
Hoca þaþýrýyor "yani bunlar ayný þey mi?"
-Tabii ki ayný hocam. Neresi farklý ise söyleyin. Siz altýn plakadaki etki ve izlerden atom ispat ve tarif edilebilir dediniz; ben de kainattaki varlýklardan, onlarda görünen özellik ve faaliyetlerden Allah'ý ispat ve tarif edebiliriz dedim.
-Yani ayný þey mi bunlar? diye tekrar soruyor hoca.
Bu esnada herhalde tartýþmanýn gidiþinden memnun olmayan bazý talebeler söze girip, "hocam býrakalým bunlarý, nereden geldik bu bahse?" diyorlar ve konu kapanýyor.
Bundan sonraki derslerde de hoca ile arkadaþým arasýnda dini konularda tartýþmalar devam ediyor. Hoca hangi dini inancý tenkit etse mantýklý cevaplar alýp susuyor.
Sonunda ikinci yarý yýl baþladýðýnda hoca iyice düþünüp taþýnmýþ, kafa yormuþ ve artýk bu iþi kendince halledeceði bir yol bulacaðýna inanmýþ olsa gerek ki, ilk derste konuyu yine dine getirip kendinden emin bir þekilde arkadaþýma hitaben diyor:
-Bugün bu meseleyi bitireceðiz ve artýk gündeme getirmeyeceðiz.
-Tabii hocam, bitirelim.
-Yalnýz bu meseleyi bilimsel çerçevede görüþebilmemiz için bazý kriterlere uymamýz lazým. Åžöyle ki: Bilimsel bir teori , geçerli olduðu sýnýrý, þartlarý, çerçeveyi çizmek zorundadýr. Eðer bir teori için, "her þart altýnda doðrudur, geliþmeler ne yönde olursa olsun, araþtýrmalar nasýl çýkarsa çýksýn bu teori doðrudur" denilirse, o teori bilimsel olmaz, olsa olsa inanç veya ideoloji düzeyinde kalýr.
Yani, bir teori ortaya atýldýðýnda "eðer þu olay þöyle geliþirse, þu incelemenin sonucu þöyle çýkarsa, þu þöyle ise bu teori doðrudur, aksi takdirde bu teori yanlýþtýr" denilebilmesi lazýmdýr , o teoriye bilimsel diyebilmek için. Oysa siz müslümanlar Allah'ýn varlýðýný ispatlarken bir þart getirmiyor, alternatif bir kapý býrakmýyorsunuz. "Her hal-ü karda, her durumda Allah vardýr" diyorsunuz. Bu da bilimsel bir ispat olmuyor tabii.
Eðer Allah'ýn varlýðýný gerçekten bilimsel bir þekilde ispat etmek istiyorsanýz, diyebilmelisiniz ki; "þu þu þartlarda Allah vardýr , bu bu þartlarda da Allah yoktur". Eðer böyle þarta baðlý bir ispat getirebilirseniz o zaman o þartlarý tartýþýrýz ve yaptýðýnýz ispat da bilimsel olabilir.
Ve hoca arkadaþýmý maðlup ettiði düþüncesi ile sözünü bitirip, muzaffer bir eda ile cevap bekliyor. Anlaþýlýyor ki hoca bilim felsefesi üzerine bütün bilgilerini irdeleyip uzun düþünceler sonrasý böyle kritik bir soru hazýrlamýþ. Kritik bir soru, zira hiç bir müslümanýn "þu þartlarda Allah vardýr, bu þartlarda Allah yoktur" diyemeyeceðini düþünüyor. Hakikaten de zor bir soru, ama arkadaþým kýsa bir düþünme sonrasý tefsirlerde okuduðu bir örneði hatýrlýyor ve cevap veriyor:
-Peki hocam istediðiniz þartý yerine getireyim. Åžöyle ki: Biz diyoruz ki: Kainatta atomlardan yýldýzlara dek uzanan, hükmeden mükemmel bir düzen var. Bu düzenin gerçekleþmesi için,
1- Ya diyeceksiniz ki; her bir varlýk , atomlardan ta yýldýzlara kadar, bu mükemmel düzeni biliyorlar ve bilerek , görerek, þuurla hareket ediyorlar; ki bu durumda Allah yoktur diyebilirsiniz,
2- Ya da diyeceksiniz ki bu atomlar, gezegenler, unsurlar vs. akýlsýz þuursuzdur; öyleyse tüm bu kainatý, zerrelerden yýldýzlara dek idare eden ilim, hikmet ve kudret sahibi bir yaratýcý vardýr .
Birinci þýkký kabul edeceðinizi zannetmiyorum ; zira taþa-topraða, bitkiye-hayvana, atoma-yýldýza akýl, fikir, þuur vermenin "animizm" diye adlandýrýldýðýný, ilk çaðlarda ortaya atýlmýþ batýl bir inanýþ olduðunu siz söylemiþtiniz . Demek ki ikinci þýkký kabul edeceksiniz.
Hoca þaþýrýyor, "anlamadým?"
-Bir örnekle açýklayayým hocam. Mesela güneþli bir öðlen vakti denizin yüzünde, su birikintilerinde, aynalarda, camlarda, parlak þeylerde oluþan akisleri, pýrýltýlarý, ýþýk yansýmalarýný;
1- Ya diyeceksiniz ki; bunlarýn hepsi kendinden ýþýk saçýyor,
2- Ya da diyeceksiniz ki; bunlarýn kendisinde ýþýk yoktur, bu pýrýltýlar yansýmadýr, gökteki güneþin ýþýðýnýn akisleridir .
Aynen onun gibi, yeryüzünde, tüm kainatta gördüðümüz ve ilim, hikmet, kudret, irade gibi sýfatlarý gerektiren eserler , olaylar; ya bütün kainatýn her bir zerresinde akýl, mantýk, güç, irade bulunmasý ile mümkün olabilir, ya da sonsuz bir ilim, hikmet, kudret, irade sahibi bir yaratýcýnýn faaliyetlerinin yansýmalarý, akisleri, neticeleridir.
Hoca derin bir düþünme sonrasý apar topar sýnýftan çýkýyor.
Kaynak : Yusuf Karaçay