enerji harcanan enerjiden fazla ise vücutta fazla miktarda yağ depolanır ve bu da şişmanlığa neden olur.
Şişmanlığa; çok yemek yemefiziksel aktivitenin az olması
psikolojik bozukluklar
:-):-):-):-)bolik ve hormonel bozukluklar sebep olabilir. Bunlar arasındaki en büyük etmen de çok fazla yemek yemektir. Zayıflamak için kişinin harcadığı enerjinin
aldığı enerjiden daha çok olmasına dikkat etmeli ve fiziksel aktivitesini artırmalıdır.
Bireyin zayıflamaya karar verdikten sonra bazı kurallara dikkat etmesi gerekmektedir;
· İlk etapta bireydiyette başarılı olmak istiyorsa beyin olarak diyete hazır olup olmadığını düşünmesi gerekir. Eğer kişi buna hazır değilse diyeti tam olarak uygulayamayacak
kaçamaklar yapacak ve başarısızlığa uğrayacaktır. Başarısız oldukça da umutsuzluğa düşecektir.
· Bireyin hedefleriniyani kaç kilo vereceğini ve bu kiloyu ne kadar sürede verebileceğinin belirlenmesi gerekir. Kişi hiçbir zaman kısa sürede kilo kaybetmeyi planlamamalı
bu şekilde uygulanan diyetlerle belki hedeflere ulaşabilir. Fakat daha sonra koruma safhasına geçildiğinde başarılı olunamaz. Hatta birey diyet yapmaya başladığı kilonun da üzerine çıkabilir.
· Standart diyet yokturher diyet kişiye özel olmalıdır. Bir diyet uzmanı tarafından
o kişinin beslenme alışkanlıklarına
yaşına
cinsiyetine
iş koşullarına
bazal :-):-):-):-)bolizma hızına ve sağlık problemlerine (yüksek kolesterol
tansiyon
diyabet ) uygun diyet programı belirlenmelidir. Herkesin aynı diyeti yapması söz konusu olamaz. Her bireyin kişisel özellikleri farklı olacağından diyete vereceği cevap da farklı olacaktır. Kimi sağlıklı bir şekilde kilo verirken diğer bir kişi hiç kilo veremediği gibi :-):-):-):-)bolizmasına uygun olmadığı için birçok
geri dönüşü zor sağlık problemleri ile karşılaşabilir.
· Diyette öğünlerazar azar ve sık tüketilecek şekilde düzenlenmeli
öğün atlanılmamalıdır. Genelde diyet yapan bireyler tüm gün boyunca aç kalıp
:-):-):-):-)bolizmalarını zayıflatırlar ve :-):-):-):-)bolizmanın en zor çalıştığı akşam saatlerinde çok daha fazla yemek tüketirler
buna paralel olarak hızlı bir şekilde kilo alırlar. Akşam yemekleri en geç 19.00-19.30 saatleri arasında yenilmelidir.
· Diyetler genelde 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde düzenlenir. Fakat ana öğünler kadar önemli olan ara öğünler her zaman ihmal edilir ve atlanılır. Kan şekerikişi öğününü tükettikten 2-2
5 saat sonra yavaş yavaş düşmeye başlar ve böylece açlık hissi doğar. Buradaki ara öğünlerin amacı da kan şekerinin düşmesini ve açlık duyulmasını engellemektir. Bu nedenle de ara öğünlere gereken önem verilmeli.
· Diyet içersindeher besin grubunda bulunan besinler dengeli bir şekilde dağıtılmak koşulu ile bulunmalıdır. Tek tip besinlerle yapılan diyetlerin çoğu en başta kilo kaybetmeyi sağlamakta fakat başlangıçtaki hızlı kilo kaybından sonra eskisinden daha çok kilo alınmasına neden olmaktadır.
· Diyet sırasında en az 2 � 25 litre su içilmelidir. Herhangi bir sağlık problemi yok ise
bu miktarın üzerinde içilen su böbrekleri gereksiz yere çalıştıracaktır. Sular yemeklerden önce içilmeli yemek arası veya yemekten hemen sonra içilmemelidir.
· Diyet sırasında koşullar el verdiği sürece spor yapmalıyız. Ne yazık ki günümüz şartlarında spora pek vaktimiz kalmıyor. Bu nedenle günlük hayatta mümkün olduğunca hareketli olalım. Mesela yürüyen merdivenler ve asansörler yerine merdivenleriçok yakın mesafelerde yürümeyi tercih edelim. Genelde beyaz ekmek tüketenler diyet sırasında kalorisi azalacağı düşüncesi ile ekmeği kızartırlar. Fakat bu şekilde sadece ekmekte su kaybı olurken
kalorisinde hiç bir değişiklik olmamaktadır. Aynı zamanda bu uygulamayla protein kaybı da söz konusudur.
· Yine aynı şekilde sabahları aç karnına içilen sıcak su veya limonlu su gibi içeceklerinde vücuttaki yağları erittiği düşülür. Bunların vücuttaki yağları eritmek gibi fonksiyonları yoktur ama aç karnına içilen bu içecekler bağırsakları harekete geçirir ve kabızlığı ortadan kaldırır.
· Meyve ve sebzelere diyette çok daha fazla önem verilmelidir. Bu besinler vitamin ve mineral açısından oldukça zenginlerdir. Aynı zamanda posa içeriği yüksektir. Posa içeriğinin yüksek oluşu kişide kabızlık problemi varsa onun tedavisine yardımcı olurken bir çok sağlık probleminin de tedavisine yardımcı olacaktır.
· Kepekli ekmekmeyve ve sebzeler gibi posa oranı yüksek bir besindir. Beyaz ekmek yerine tercih edilmesi birçok avantaj doğurur. Bağırsak hareketlerinin düzenlenmesinde
kan şekerinin ve kan yağlarının dengelenmesinde
midede şişerek tokluk hissinin artmasında etkilidir. Aynı zamanda kalori değeri daha düşüktür.
· Kalorisi düşük olduğu için içeriğinde tatlandırıcı bulunan ürünler diyet süresince fazlasıyla tercih edilir. Fakat bunlar zayıflama diyetlerine yönelik ürünler değillerdir. Bu ürünler (reçellerçikolatalar
baklavalar… vb. ) diyabet (şeker) hastalığı olan insanlara yönelik geliştirilmiş ürünlerdir.
· Yapılan en büyük hatalardan biri de zayıflama dönemi bittikten sonraki dönemdir. Genelde kilonun korunması gereken bu dönemdediyete başlamadan önceki
şişmanlamaya neden olan kötü beslenme alışkanlıklarına geri dönüş yapılır. Burada yapılması gereken
sağlıklı beslenme alışkanlığının bir yaşam tarzı haline getirilmesi ve diyet süresince belirlenen ilkelerin bu dönemde de benimsenmesidir. Bu beslenme alışkanlıklarını benimsenmesinin yanında bazı davranış değişiklikleri de yapmak gerekir.
Örneğin;
· Alışverişe giderken liste yapıp onun dışına çıkmamakher zaman tok karnına alış veriş yapmak
· Tabağı çok doldurmamak
· Yemek yerken yiyecekleri çok çiğnemek ve gereksiz yere masa başında vakit geçirmemek
· Fast-food türü besinlerehamur işlerine ve tatlılara ağırlık verilmemek
gibi örnekleri geniş tutmak mümkündür.