Duyu organlarının en önemlisi ve kuvvetlisi. Gözomurgalılarda en gelişmiş duyu organı olup
insanlarda mükemmelleşmiştir. Karanlık bir gecede gökyüzüne baktığımızda milyonlarca kilometre uzaklıktaki yıldızları görebilmekteyiz.
Basit yapılı canlıların bâzılarında (deniz yıldızlarıöglena ve klorofilli su yosunları gibi) ışığa karşı duyarlı kısımlar mevcuttur. Su yosunları ve bitkilerin
özellikle çiçeklerin
görme ve hissetme kâbiliyetlerinin bulunduğunu gösteren ciddî araştırmalar mevcuttur.
Bâzı sürüngenlerdeşakak kemiği içinde göze benzer bir organ görmeyi sağlar. Bunların gözleri ayrı ayrı görürler ve üzerlerinde pullar vardır (kozalaksı göz).
Su yüzeyinde yaşayan bâzı balıkların dört gözü vardır.Üstteki iki göz havayıalttaki ikisi suyun içini görmeyi sağlar.
Eklembacaklıların hepsinde göz hareketsizdir ve gözlerinde göz billuru bulunmaz. Bunların gözüçok sayıda sâde gözün birleşmesinden meydana gelmiştir (petek göz).
Örümceklerde göz billuru (lens) vardır. Gözleri oldukça gelişmiştir ve sayıları on ikiye kadar çıkar.
Gözün Yapısı (Anatomisi)
Göz önemihassâsiyeti
çeşitli darbelerden ve tesirlerden kolayca etkilenebilmesi dolayısıyla insan vücudunda sağlam bir miğfer içine yerleştirilmiştir.Gözün içinde bulunduğu ve kemiklerle çevrili bu boşluğa göz çukuru (orbita) ismi verilir.Üstte kaş ve kaş kemiği
dışta ve altta şakak kemiği
içte burun kökü ile çevrelenmiştir. Göz kapağı
yabancı maddelerden gözü korur. Göz çukurunun hacmi 29 cm3 kadardır.İçinde göz yuvarlağı
gözü hareket ettiren kaslar
damar ve sinirler ile bunlara yastık vazifesi gören yağ dokusu bulunur.
Göz yuvarlağı (glob): Göziç içe soğan zarı gibi üç tabakadan yapılmıştır.
a. Sert tabaka: En dışta olupbağ dokusundan yapılmıştır.Önde şeffaf saat camı gibi saydam tabaka (kornea)
arkada beyaz renkli sert tabaka (sklera)dan meydana gelmiştir.Saydam tabaka 43 diyoptrilik kırma gücüne sâhiptir. Kornea
gözyaşı
göz içi suyu ve etrâfındaki damarlardan sızıntı yoluyla beslenir.Saydamlığını kaybederse
göz cisimleri göremez olur. Sâdece ışığı ve hareketleri fark edebilir. Göz nakli ameliyatında
saydamlığını kaybeden kısım
dâire şeklinde kesilerek çıkarılır
yerine ölü gözünden alınan parça konur.Gözün tamâmının nakli tıbben mümkün değildir. Sert tabaka (sklera) beyaz olup
önde üzerini soğan zarına benzeyen kaygan ve damarlı bir mukoza (konjonktiva) örter.
b. Damar tabaka sert tabakanın içinde bulunur. Bol kan damarları ihtivâ eder. Bunlar gözün beslenmesini sağlar. Damar tabaka da üç kısımdan meydana gelmiştir:1) Koroid:Arkada büyük bir kısmını meydana getirir. 2) Siliar cisim: Koroid ile iris arasında olupuyum işini yapan siliar kas burada bulunur.Göz içi merceğini de lifçikler yardımı ile tutar. 3)İris Göze rengini verir ve gözün diyafram görevini yapar. İrisin ortasındaki boşluğa göz bebeği (pupilla) ismi verilir.Gözün rengi iristeki kromatofor hücrelerdeki pigment (renkli tânecikler) ile sağlanır.Pigment miktarı az ise göz açık renkli
fazla ise göz koyu renkli olacaktır. Bebeklerin irisindeki pigment miktârı dâimâ az olduğu için gözleri açık renklidir.
Göz bebeği (pupilla) devamlı küçülüp büyür.Işıktaâni üzüntü
âni ses
âni soğuk veya sıcakta
uyurken
ameliyat için bayıltılanlarda küçülür.Karanlıkta
el kuvvetli olarak sıkıldığında
kokainmanlarda ve can çekişme esnâsında büyür.
c. Sinir tabaka (retina): Gözün en iç tabakası olupgörmeyi sağlayan kısım burasıdır. İki cins hassas hücresi vardır:Koniler ve batoneler (basiller). Bir gözde 5 milyon koni
120 milyon basil bulunur.Koniler gündüz görmeyi
renk ve şekil görmeyi sağlarken
basiller alaca karanlıkta ve etrâfı görmeyi sağlar.
Göz merceği (lens): Göz merceği iris ve pupillanın gerisindesaydam
ince kenarlı bir mercektir. Yeni doğanlarda ve çocuklarda yumuşak olan mercek
yaş ilerledikçe katılaşır.Ortalama çapı 9 mm
kalınlığı ise 4-5 mm kadardır.Lens normalde 16 diyoptrilik kırma gücüne sâhiptir.Çocuklarda uyum (akomodasyon) esnâsında 14 diyoptrilik yedek kırma gücü ile 30 diyoptrilik kırma gücüne ulaşabilir. Yedek kırma gücü yaş ilerledikçe azalır.
Vitregözün içini doldurur. Şeffaf olan bu sıvı yumurta akı kıvamındadır. % 99’u su
% 1’i proteindir ve hacmi 3
9 cm3 kadardır.
Görme sinirigöz içindeki hassas hücrelerden başlar. Sağ ve soldan gelen sinir birleşir ve liflerin yarısı çapraz yaparak yine iki ayrı sinir hâlinde sağ ve sol arka beyindeki görme merkezine ulaşırlar.
Gözün dış kaslarıaltı adettir.Gözün içe
dışa
aşağı
yukarı
aşağı içe ve dönme hareketlerini sağlarlar.Göz kasları arasındaki dengesizlikten şaşılık meydana gelir.
Gözyaşı bezleri iki tânedir. Esas göz bezi göz çukurunun üst-dış kısmına yerleşmiştir.
Gözyaşı bezlerinden salgılanan yaşkonjonktiva ve kornea yüzeyini nemlendirdikten sonra
göz kapaklarının iç kısımlarındaki deliklerden
küçük kanallar vâsıtasıyla burun kökündeki gözyaşı kesesine dökülür. Buradan da küçük bir kanalla burun boşluğuna akar.
Gözyaşısaydam tabaka (kornea) yı düzgün hâle getirir.Hücreleri besler.Mekanik olarak yıkama yapar ve içindeki mikrop öldürücü maddeler yardımıyla biyolojik temizlik yapar.
Göz kapakları: Göz kapaklarının dış yüzünü ince deriiç yüzünü konjonktiva örter. Kapakları açan ve kapatan adaleler vardır. Kapak kenarlarında kirpikler bulunur. Kirpikler
üst kapakta 150
alt kapakta 75 adet kadardır. Diplerinde yağ ve ter bezleri bulunur. Bu bezlerin iltihabına “arpacık” ismi verilir.
Yukarıda anlatılanlardan anlaşılacağı gibigöz
muazzam bir yapıya sâhip
çok kıymetli bir organımızdır. Evrim teorisinin kurucusu sayılan Darwin; göz
beyin gibi
karışık organların nasıl meydana geldiğini anlatmaktan âciz olduğunu bildirmiş
bir arkadaşına yazdığı mektupta; “Gözün teşekkülünü düşündükçe tepem atacak gibi oluyor!” demiştir.
(Organum visuale) Görme organı küre şeklinde bir çift organdır. Çok kıymetli ve hassas organlarımızdan olupnazik oluşuna uygun olarak iyi korunmuştu